 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/9169
Karar no: 1999/9241
Tarih: 8.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞUF'A DAVASI
DAVA AÇMA SÜRESİ
ÖZET: Şuf'a hakkı, satışın öğrenildiği günden başlayarak bır ay içerisinde kullanılmazsa düşer. Ancak hakkın düşmesi için davalının, şufa hakkı sahibinin satışı ve onun esaslı koşullarını öğrenmesine rağmen bu hakkını süresinde kullanmadığını kanıtlaması gerekir.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şuf'alı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazda paydaş olan Ali'nin 1/2 hissesini 2.12.1996 tarihinde 20.000.000.-TL. bedelle davalıya sattığını, satıştan davacının haberdar edilmediğini, davacının satışı, dava tarihinden bir hafta önce öğrendiğini şuf'a hakkını kullanmak istediğini belirterek şuf'alı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davacı vekili, davanın süresinde açılmadığını, davacının satıştan daha öncesinden itibaren haberdar olduğunu, dava konusu hisseyi satın almayı kabul etmediğini, satışı aynı gün öğrendiğini davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Medeni Kanunun 658/111. maddesi uyarınca satışın öğrenildiği günden başlayarak bir ay içinde şuf'a hakkının kullanılması gerekir. Aksi halde o satış yönünden hak düşmüş olur. Ancak hakkın düşebilmesi için şuf'a hakkı sahibinin satışı ve özellikle onun esaslı koşullarını yani satışın konusunu, bedelini ödeme koşullarını ve alıcıyı öğrenmesine rağmen bu hakkını bir aylık süre içinde kullanmadığının davalı tarafından ispatlanması şarttır. Bu husus her türlü kanıtla ispatlanabilir.
Olayımızda davalı öğrenmenin daha önce vaki olduğunu ileri sürdüğüne göre bu savunmasını ispatla yükümlüdür. Nitekim davalı bu konuda tanık dinletmiş tanıklardan Hikmet, Mehmet ve Alaattin, pay satışı henüz yapılmadan davacının haberdar olduğunu ancak vaktinin olmaması ve maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle hisseyi almayacağını söylediğini satışı ne zaman öğrendiğini bilmediklerini beyan etmişler, tanık Mithat ise yer zaman ve olay göstermeden satış yapıldığında davacının haberi olduğunu belirtmiştir. Şuf'a hakkı tapudaki satış işleminden sonra doğacağından, şuf'alı payın daha önce satılacağının öğrenilmesi veya hak sahibinin vaki satın alma teklifini kabul etmemesi hiç bir hukuki değer taşımaz. Bu durumda davalı, davacının satışı daha önce öğrendiğini ispatlayamamış olması nedeniyle davacıya şuf'a bedelini depo ettirmesi için münasip mehil verilerek depo etmesi halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
S o n u ç Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.