 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E : 1999/6841
K : 1999/6910
T : 27.09.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ŞUFALI PAYIN İPTALİ VE TESCİL
ÖZETİ : Objektif olayların yarattığı kıymet değişiklikleri satıştan uzunca bir süre geçirildikten sonra açılan şufa davalarında davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılmalıdır.
Tapuda gösterilen eski bedelle tescil talebi, MK.m.2 objektif iyi niyet kuralına ayrılık teşkil edeceğinden yargılama sona erinceye kadar, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan ileri sürülebilir.
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şufa davasına dair karar davacı davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payın iptali ile davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm her iki taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere gere davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyizine gelince;
Şufalı pay 26.1.1988 tarihinde davalıya satılmış, davacı ise 15.10.1992 günü dava açarak, payın iptali, ve adına tescilini istemiştir. Davalı, şufalı payın değerinin yeniden tesbitini savunmuştur.
Uyuşmazlık, şufa bedelinin satış tarihinde tapuda gösterilen bedel mi, yoksa dava açıldığı tarihte saptanacak bedel mi olacağının tesbitinde toplanmaktadır. Şufa bedelinin satıcı ile, davalı arasındaki anlaşmada kararlaştırılan bedel olması gerekeceğine dair yasada bir açıklık yoktur. Bu nedenle objektif olayların yarattığı kıymet değişikliklerinin, satıştan uzunca bir süre geçirildikten sonra açılan şufa davalarında, davayı açan paydaşın ödeme borcuna yansıtılması icap eder. 20.6.1951 gün ve 13/5 sayılı içtihadı Birleştirme Kararında da hakimin hükümden önce tayin edeceği uygun bir sure içinde şufa bedelinin yatırılmasına karar vereceği, daha sonra kaydın düzeltilmesine hükmedeceğinin açıklanması, bu görüşü doğrulamaktadır.
Özellikle, diğer paydaş ile, davalı arasında gerçekleştirilen ve şufa hakkının kullanılmasına yol açan satış sözleşmesinden uzunca bir süre geçtikten sonra açılan şufa davalarında, davacı paydaşın ekonomik ve objektif nedenlerle değişmiş yeni bedeli ödemeksizin, tapuda gösterilen eski bedelle, payın tescilini talep etmesi M.K.nün 2.maddesinde tanımlanan objektif iyi niyet kuralı ile de bağdaştırılamaz. Böyle bir davranış, davalıyı zorunlu olarak elinden çıkardığı gayrimenkul payı yerine, eline geçen para ile aynı nitelik ve değerde bir başka gayrimenkul edinmek imkanından yoksun bıraktığı için fevkalade adaletsiz ve hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir sonuç yaratır. 8.11.1991 gün 1990/4-1991 /3 , sayılı içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da, iyi niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle defi değil, itiraz niteliğinde bulunduğu vurgulandığından bu nitelikteki bedele yönelik iddianın yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkündür.
Açıklanan nedenlerle, şufa hakkının kullanıldığı tarihte şufalı payın değerinin tesbit edilip ta bedelin yatırılmasına hükmedilmesi gerekirken, keşif tarihindeki şufa bedelinin yatırılmasına karar verilerek davanın kabulü hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmü" BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 27.09.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.