 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/1342
Karar no: 1999/1570
Tarih: 1.3.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI İSTEĞİ
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
ÖZET : İcra tetkik merciindeki itirazın kaldırılması isteği, mahkemede görülen itirazın iptaline ilişkin davada derdestlik olarak kabul edilemeyeceği gibi, kesin hüküm şeklinde de nitelendirilemez. Bu nedenle alacaklı iki hakkı bir arada kullanabilir.
(2004 s. İİK. m. 67)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava itirazın iptali, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili davalının dava konusu taşınmazda 1.11.1997 başlangıç tarihli sözleşmeyle kiracı olduğunu, sözleşmenin özel şartlar 2. maddesi gereği tüm kira yılına ait kira bedelinin muaccel hale geldiğini, kira bedellerinin ödenmesi için başlatılan icra takibi nedeniyle davacıya 7/30 günlük ihtarlı ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı aynı konuda davacının İcra Tetkik Mercii Hakimliğinden itirazın kaldırılmasını istediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece de davacının itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Mercii Hakimliğine talepte bulunduğu bu nedenle ayrıca mahkemede dava açamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. İlamsız İcra takibine itiraz halinde alacaklının iki hakkı vardır. Alacaklı tetkik merciinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir ya da İcra İflas Kanununun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açabilir. Olayımızda alacaklının bu iki yolu kullanabilip kullanamayacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. İcra hukuku takip hukukudur. İcra Tetkik Merciinde itirazın kaldırılması isteği, mahkemedeki bir davada derdest olarak kabul edilemeyeceği gibi kesin hüküm olarak ta nitelendirilemez. Bu nedenle alacaklı bu iki hakkı bir arada kullanabilir. Bunu önleyen bir yasa hükmü de yoktur. Ancak alacaklı tetkik merciinin kesinleşen kararıyla hakkı istihsal etmişse onu infaz ettirmeyerek dava açmasında veya davayı yürütmesinde bir yararı olmayacaktır. Bu durumda davanın reddi gerekecektir. Bu nedenle işin esası incelenip neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.3.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.