 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9625
Karar No : 1998/11017
Tarih : 22.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KANUNİ ŞUF'A HAKKI
ÖZET : Müşterek mülkiyet nedeniyle doğan kanuni Şufa hakkı, müessesenin mahiyeti gereği ancak müşterek mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcut olup; davacı davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmazda payını kaybettiği taktirde, dava hakkı da ortadan kalkar.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan Şuf'a davasına dair kararın temyiz incelenmesi duruşmalı olarak davalılardan Nilgün tarafından süresi içinde istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şuf'alı payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili müvekkilinin paydaşı bulunduğu 185 parsel sayılı taşınmazda davalılardan Sami'nin 16.6.1997 tarihinde 2/3 payı satın aldığını, adı geçen davalıya şuf'a hakkının kullanılacağının bildirilmesi üzerine bu davalının şuf'alı payı diğer davalı Nilgün'e 27.6.1997 tarihinde sattığını ve tapuda intikal yapıldığını, şuf'alı payın iptaliyle adına tescilini 11.7.1997 günü mahkemeye verdiği dava dilekçesiyle istemiştir.
Şuf'a müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda paydaşlardan birinin payını üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren inşai bir haktır. Müşterek mülkiyet nedeniyle doğan kanuni şuf'a hakkı müessesenin mahiyeti gereği ancak müşterek mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcuttur. Davacının paydaşlığı davanın devamı sırasında da korunması zorunludur. Bunun sonucu olarak davacı davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde şuf'alı payın ilişkin bulunduğu taşınmazda payını kaybederse dava hakkı ortadan kalkar.
Olayımızda: Davacı 185 sayılı Kadastro parselinde paydaş bulunduğunu davalılardan Nilgün'ün pay satın aldığını ileri sürerek şuf'a hakkının tanınmasını istemiştir. Davanın devamı sırasında 185 parsel sayılı taşınmaz şuyulandırılmak suretiyle 948 ada 1,2 ve 4 parsel sayısı ile üç ayrı parsele bölünmüş adı geçen parsellerden 948 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar müstakilen davalı Nilgün, 948 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise yine müstakilen davacı Sevim adına tapuya tescil edilmiştir.
Şuyulandırma işlemi sonucunda davacı ve davalı adlarına müstakil parseller oluşup müşterek mülkiyet durumu sona erdiğine göre davacının şuf'a hakkının da ortadan kalktığının kabulü gerekir. Bu durumda davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA), davalı Nilgün yararına takdir olunun 20.000.000. TL duruşma ücreti vekaletinin davacıdan alınarak davalı Nilgün'e verilmesine ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.