 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8389
Karar No : 1998/8460
Tarih : 19.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava yeniden inşaat nedeniyle kiralananın boşaltılması istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6570 sayılı yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İc.İf.K. 272.maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş İçtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye ve iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karsı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Olayımızda Davacı davalının 1.2.1981 başlangıç tarihli bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesiyle kiralananda oturduğunu ileri sürerek açmış olduğu iş bu davaya kiralananın tahliyesini istemiştir, Davalı sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını Kiralananı 10.12.1984 tarihinde eşinden devir aldığını davanın süresince açılmadığını savunmuştur. Davalı sözleşmedeki imzayı inkar ettiğine göre mahkemece yapılacak iş sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırarak sözleşmedeki imza davacıya ait ise dava süresinde açıldığından ve proje mahalline uygulandığından şimdiki
gibi tahliye kararı vermektir. Şayet sözleşmedeki imza davalıya ait değilse, akdin başlangıcı ve süresinin, yukarıdaki esaslar çerçevesinde belirlenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının saptanıp sonucuna göre karar vermekten ibaretken bundan zühul olur, arak yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olduğundan hüküm bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.10.1933 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.