 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/7039
Karar No : 1998/7156
Tarih : 21.9.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KİRA SÖZLEŞMESİ
- TAHLİYE
- DAVA SURESİ
ÖZET : 6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İcra İflas Kurulunun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira aktinin sonunu izleyen bir ay içinde açılması gerekir.
Öncelikle, taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesinin olup olmadığı sorulmalı; yoksa sözlü aktin başının, süresinin ve sona eriş tarihinin bir hadise olarak taraf delilleriyle (tanık vs.) çözümlenmelidir.
Bu nedenle; davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde durulmadan işin esasına girilerek tahliyeye karar verilmesi doğru değildir.
(6570 s. GKK. m. 7/b-c-ç)
(2004 s. İİK. m. 272)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan Tahliye davasına dair karar Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İİK.nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılması da mümkündür. Ancak davacını n bunu ispat etmesi icabeder.
Olayımızda; Dosyaya yazılı kira sözleşmesi ibraz edilmemiştir. Kira sözleşmesinin yazılı olup olmadığı hususunda da davacının herhangi bir beyanı bulunmamaktadır. Mahkemece taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunup bulunmadığının sorulması, varsa ibrazı istenilmesi, yazılı sözleşme yoksa yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde işlem yapılması gerekirken davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21 .9.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.