 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1998/6512
K. 1998/6593
T. 14.7.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE
YENİ MALİKİN İHBARI
PAY VE PAYDAŞ ÇOĞUNLUĞUNUN MUVAFAKATININ
ALINMASI
KARAR ÖZETİ: BK.nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açmalıdır.
Olayda; kiralanan müşterek mülkiyet esasına tabi olduğundan davacının tek başına aktin feshini istemeye hakkı yoktur. Paydaşların pay ve paydaş çoğunluğunun muvafakatlarının alınması gerekir. Bu eksikliğin davadan sonra tamamlanamayacağından temerrüt nedeniyle açılan davanın reddi gerekirken tahliye kararı verilmesi doğru değildir.
(818 s. BK. m. 260)
(743 s. MK. m. 624)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
BK. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
OLAYIMIZDA: Davacı kira aktinin tarafı değildir. Kiralananın 4/100 payını aldığından bahisle davalıya temerrüt ihtarı gönderdiğini, neticesiz kaldığını ileri sürerek temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir.
Kiralanan müşterek mülkiyete tabi olup 4/100 payı davacının kalan paylar ise diğer müşterek maliklerindir. Müşterek mülkiyet esasına tabi bu taşınmazda davacının tek başına aktin feshini istemeye hakkı bulunmamaktadır. MK. nun 624. maddesi hükmü gereğince diğer paydaşların pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması açısından muvafakatlarının alınması icabeder. Davadaki bu eksikliğin giderilmesi mümkün ise de davanın dayanağını teşkil eden temerrüt ihtarındaki bu eksikliğin davadan sonra tamamlanması mümkün olmadığından temerrüt nedenine dayanan bu davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.7.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.