 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/10032
Karar No : 1998/10033
Tarih : 23.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞYERİ İHTİYACI NEDENİYLE TAHLİYE
KİRALANANIN MUSAKKAF OLUP OLMADIĞI
KARAR ÖZETİ: Yeniden iktisap ve işyeri ihtiyacına davalı tahliye davasında, davalı tarafından taşınmazın üzerini örten çelik konstriksiyonun kendisine ait olduğu, tahliye halinde bunu söküp götüreceği ve bu durumda da kiralananın davacının yapmak istediği işe uygun olmayacağı savunulduğuna göre; öncelikle, kiralananın kira ilişkisi kurulduğu anda musakkaf olup olmadığı araştırılmalı ve davanın 6570 sayılı Kanuna mı, yoksa Borçlar Kanunu hükümlerine mi tabi olduğu belirlenmelidir.
(6570s. GKK. m. 1)
(818 s.BK.m.248)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, yeniden iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılması istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalıların 1.1.1996 başlangıç tarihli sözleşmeyle kiracı olarak bulunduğu taşınmazı davacının 29.12.1997 tarihinde tapuda satın aldığını, bu konudaki ihtarnamenin her iki davalıya da 12.1.1998 tarihinde tebliğ edildiğini, 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesindeki sürelere uygun olarak dava açtıklarını, davacının kiralananda inşaat malzemeleri satışı yapacağını bu nedenle davalının tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili kiralananın üzerinin çelik konstriksiyon ile kapatıldığını tahliye halinde bunun kendisine ait olması nedeniyle sökülüp götürüleceğini, bu haliyle inşaat malzemelerinin bu şekilde saklanmasının mümkün olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu taşınmaz önceki malik tarafından 1.1.1996 başlangıç tarihli üç yıl süreli sözleşmeyle kömür deposu olarak kiraya verilmiş ve kiralananın yazıhane ile örtülü boşluğundan ibaret olduğu sözleşmede açıklanmıştır. Kiralananın kira ilişkisi kurulduğu andaki durumunun ne olduğu, musakkaf olup olmadığı, böylece 6570 sayılı Yasa veya Borçlar Yasası hükümlerinden hangisine tabi olduğu araştırılmamıştır. Mahkemece Öncelikle kira sözleşmesi yapıldığı andaki kiralananın durumunun tespiti ile hangi kanun kapsamına girdiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Kiralananın Borçlar Kanunu Hükümlerine tabi olduğunun anlaşılması halinde yeni malik davacının ancak Borçlar Kanununun 254 ve 262. maddelerindeki sürelere uygun olarak tahliye davası açabileceğinin düşünülmesi, 6570 sayılı Yasa hükümlerine tabi olduğunun anlaşılması durumunda yeni malikin 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesindeki sürelere uyarak dava açtığı davada kiralananın mevcut haliyle yada basit bir tadilatla kullanılabilir bir durumda olması halinde ihtiyaç nedeniyle tahliye kararı verilebileceğinin göz önünde bulundurulması gerekir. Mahkemece bunlardan zuhul olunarak eksik araştırma ile tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.