 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8572
Karar No : 1997/8810
Tarih : 30.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı izale-i şuyuu davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir parça taşınmaz ortaklığının giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm hazine vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığına göre davalı hazinenin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina ağaç vesaire gibi muhtesat varsa bunlar MK. 619. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz-ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımındada bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhtesata isabet eden kısmın sadece muhtesat sahibine ve payları nisbetinde sahiplerine arza isabet eden kısmında payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhtesatın arzın paydaşlarına değilde 3. şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
OLAYIMIZDA: Dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı davacıya ait bir binanın mevcut olduğu keşfen saptanmıştır. Ayrıca tapunun beyanlar hanesinde de binanın davacıya ait olduğu gösterilmiştir. Bu durumda bina ve arsa değerinin toplamına göre yukarıdaki esaslara göre oran kurulup, bu oran dahilinde binaya isabet eden miktarın davacıya verilmesi gerekirken, keşifte belirlenen değerinin verilmesi şeklinde karar verilmesi doğru değildir.
3- Kabul şekli itibariyle de davalı hazinenin 492 sayılı Harçlar Kanununun 13-J maddesi uyarınca, harçtan muaf tutulması icab ederken bundan zuhul olunması hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 2 ve 3. bendlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 30.10.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.