 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8503
Karar No : 1997/8791
Tarih : 28.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Şuf'a davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şufalı payın iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip herbir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı, zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şufa hakkını kullanması M.K.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
OLAYIMIZDA: Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmazın 10 yıl önce satıcı ile davacı aralarında haricen ve rızai şekilde taksim olunduğu ve o şekilde kullanılageldiği davalı tarafca savunulmuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi bu savunma şufa talep etmekte davacının kötü niyetli olduğu iddiasını içermektedir. Mahallinde yapılan yapılan keşifte kullanım biçimine göre iki ayrı bölümün varlığı krokide belirtilmiştir. Bir kısım tanıkların ifadelerinde bu konuda açıklık bulunmaktadır. Bu yönde ve yukarıda açıklanan esaslar karşısında gerektiğinde tanıkların yeniden dinlenmesi suretiyle öncelikle davacı tarafın şufa talep etmekte iyi niyetli olup olmadığının tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 28.10.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.