 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8169
Karar No : 1997/8462
Tarih : 22.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye davasına dair karar Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Akde aykırılığa dayalı tahliye davalarında, verilen uygun süre içerisinde akde aykırlığın giderilmesi ve kiralananın eski hale getirilmesine havi ihtarın davalıya tebliğ edilmesi zorunludur. Ancak kiralananın açıktan açığa fena kullanılması bunun istisnasını teşkil eder. Davacı, davalının kiralananı kullanmayarak kendi haline bıraktığını, akde aykırı olarak açıktan fena kullandığını ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı, akde aykırılık bulunumadığını, binadaki hasarların davacının kendi kusurundan kaynaklandığını kaldıki akte aykırılığın giderilmesi için süreli ihtar gönderilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, açıktan fena kullanma olgusunun gerçekleştiğini kabulle kiralananın tahliyesine karar vermiştir.
Taraflar arasındaki 1.5.1988 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmeside kiralanan yerler deri konfeksiyon, imalat ve ticarethanesi olarak kullanılmak üzere kiraya verilmiştir. Sözleşmede kiralananın belirtilen şekilde çalıştırılmayarak boş bırakılması durumunda bunun sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği yolunda bir hüküm bulunmamaktadır. Bir an için kiralananı boş bırakılması akde aykırılık kabul edilse dahi, akde aykırılığın giderilmesi için davalıya süreli ihtar dahi gönderilmemiştir. Bu hususlar gözönünde tutularak subut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.10.1997 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, Borçlar Kanununun 256. maddesine aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi isteği ile açılmıştır. Kanunun sözü edilen maddesi uygulamada ve adi kirada akte aykırılık ve açıktan fena kullanma sebebiyle kiralananın tahliyesi isteğinin kanuni dayanağını teşkil eder. Maddenin birinci fıkrasında ihtimamla kullanmadan, ikinci fıkrasında ise açıktan açığa fena kullanmadan söz edilir. Eski hale getirilmesi mümkün olmayan ve kiralananın açıktan açığa fena kullanılarak ona daimi bir zarar verilmesi halinde Borçlar Kanunun 256/2. maddesi hükmüne göre kiralayan kiracıya ihtarname keşide ve tebliğ ettirmeden kira aktinin hemen feshini talep edebilir.
Somut olayda, davaya konu edilen binanın mükemmel, hasarsız ve kusursuz bir şekilde kiracıya teslim edildiği 1.5.1988 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesinde açık bir şekilde açıklanmıştır. Üç kişilik bilirkişi marifetiyle mahallinde yapılan keşif sonunda tanzim olunan 20.12.1996 tarihli raporda binanın uzun zamandan beri boş, metruk, boyasız ve bakımsız bırakılması sebebiyle zamanından önce yıpranma içine girdiği ifade edilmiştir.
Bir bodrum, bir zemin, dört normal ve bir çekme kattan oluşan binanın zamanından önce yıpranma halinin eski hale getirilmesi ve bu konuda çekilecek süreli ihtarın sonuç vermesi kanaatimize göre mümkün değildir. Borçlar Kanununun 256/2. maddesinde ifadesini bulan ve aktin feshi ve tahliye nedeni kabul edilen kiralananın açıktan açığa fena kullanılarak ona daimi bir zarar verilmesi hali gerçekleşmekle kiralananın tahliyesine ilişkin mahalli mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyim.