 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/710
Karar No : 1997/791
Tarih : 03.02.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Şuf'a-Tapu iptali-Tescil davasına dair karar Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava neticeten şufa nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi tazminata karar vermiş ve hüküm davalı tarafça temyiz olunmuştur.
Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip herbir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanmsı M.K.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda: Davacı M.Ali Büyükelyas şufalı payın 1.8.1994 tarihinde 25.000.000-TL. bedelle Emine Koç'a satılması üzerine 26.8.1994 tarihinde açmış olduğu işbu dava ile şufalı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Yargılamanın devamı sırasında Emine Koç'un payının 29.8.1994 tarihinde 181.000.000-TL. bedelle Abdurrahman Kıllı'ya satılması üzerine davacı davasını tazminata dönüştürerek her iki bedel arasındaki farkın tazminat olarak istemiştir. Davacının şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmazda müstakil payı yoktur. Pay muris Medine Büyükelyas adınadır. Murisin diğer mirasçıları davaya muvafakat ettiklerine göre davanın açılmasında ve yürütülmesinde bir usulsüzlük yoktur.
Davalı taşınmazın paydaşlar arasında taksim edildiğini bu şekilde kullanılageldiğini savunmuştur. Mahkeme bu savunma üzerinde durmamıştır. Öncelikle yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde taraf delilleri istenerek gerekli araştırma yapılıp şayet savunmada geçtiği gibi taşınmazın fiilen taksim edilip bu şekilde kullanılageldiği anlaşılırsa davacının şuf'a davası iyi niyet kuralı gereğince red edileceğinden tazminat istemine hakkı olamaz. Bu hususlar nazara alınmadan noksan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.