 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1997/4741
K. 1997/4890
T. 26.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞUFALI PAYIN SATIŞ BEDELİNDE MUVAZAA
DAVANIN AÇILIŞ TARİHİ
GÖREVSİZLİK
KARAR ÖZETİ : Şufa davasında davalı, gerçek satış bedelinin tapudaki bedelden daha yüksek olduğunu iddia ederek, bedelde muvazaa savunmasında bulunamaz.
Tapudaki satış işleminin üzerinden iki ay geçmeden açılan şufa davasında mahkeme, satışı izleyen uzun süre sonunda açılan davalarda uygulanan şufa bedelinin dava tarihindeki bedel sayılacağı görüşünü uygulayarak görevsizlik kararı veremez.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şufa davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü
Dava, şufalı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, şufalı payın 9.12.1996 tarihinde davalıya satıldığını belirterek 29.1.1997 tarihinde açtığı bu dava ile şufa hakkının tanınmasını istemiştir.
Davalı, şufalı payın gerçekte daha yüksek bedelle alındığını, tapuda düşük bedel gösterildiğini ve davanın süresinde açılmadığını savunmuştur.
Mahkeme, taşınmazda keşif yaparak şufalı payın 630.000.000.-TL. değerinde olduğunu kabul ederek görevsizlik kararı vermiştir.
Davalı kendisine yapılan satış akdinin tarafı olduğundan o akitteki bedelin muvazaalı olduğu, gerçek satış bedelinin daha yüksek olduğu yolundaki savunması dinlenmez. Onun kendi muvazaasından yararlanması mümkün değildir. 9.12.1996 tarihinde yapılan satıştan 2 ay dahi geçmeden bu dava açıldığından satışı izleyen uzun süre sonunda açılan davalarda uygulanması gereken dava tarihindeki bedelin şufa bedeli olarak kabulü gerektiği görüşünün bu olayda uygulama yeri yoktur. Bu nedenle tapuda belirli satış bedeline göre, görev Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Bu sebeple diğer uyuşmazlık konuları hakkında inceleme yapılarak sonucu hakkında karar verilmesi icap eder.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.