 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3798
Karar No : 1997/5296
Tarih : 10.06.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Şufa davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara davatiyeler gönderilmişti. Belli günde dvacı vekili gelmedi. Tebligat var. Davalı ve dahili davalı Erdoğan Peker vekili Av.Sabri Çeviker geldi, vekaletnamesini dosyaya ibraz etti. Hazır bulunan şifali beyanı dinlendikten sonra dosyadaki btün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şufalı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme HUMK.nun 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
16.7.1981 tarih 2494 sayılı yasa ile HUMK.nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmış, bu arada 429 ve 434. maddeler yeniden düzenlenmiş, yasaya 442/A maddesi eklenmiştir.
Sözü edilen değişikliklerle, bozma üzerine davaya bakacak mahkemenin 434. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle kendiliğinden tarafları duruşmya davet edip dinledikten sonra Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağı hususunda bir karar vermesi gerektiği biçimde düzenleme getirilmiştir.
Anılan yasa maddeleri gereğince, temyiz eden taraf temyiz dilekçesini verirken temyiz giderlerini de peşin ödeme zorunluluğundadır. (HUMK. md. 434/III)
Temyiz giderlerinden biride Yargıtay'ın temyiz edilen kararı bozması halinde mahkemenin tarafları kendiliğinden duruşmaya davet edebilmesi için gerekli giderlerdir ve bu giderler de mahkemece temyiz edenden peşin olarak alınır (HUMK. md. 429/II). O nedenle Yargıtay'ın temyiz edilen kararı bozması halinde tarafları kendiliğinden duruşmaya davet etmekle yükümlü olan mahkemenin, öncelikle bu davet yönünden ve Yargıtay kararının taraflara tebliği veya bildirilmesi için gerekli ve yeterli giderleri tesbit etmek ve tutacak miktarı temyiz isteğinde bulunandan peşin olarak almak görev ve yükümlülüğü ile donatıldığının kabulü zorunludur.
Hal böyle olunca tarafların oturum gününün saptanması için mahkemeye başvurması da gerekli değildir.
Olayımızda ise mahkemenin yukarıda sözü edilen yasa maddesi ve değişikliklerini gözardı ederek temyiz eden davacıdan gerekli davetiye giderlerini almadan tensip yapıp bunun sonucu tarafların başvurmaması sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan harcının temyiz edene iadesine, 10.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.