 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1652
Karar No : 1997/1962
Tarih : 06.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan M.A. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava iki parça taşınmaz ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş hüküm davalılardan M.A. tarafından temyiz edilmiştir.
İştirakli ortağın alacaklısı da İcra Tetkik Merciinden alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. 14.4.1943 gün ve 15/48 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre yetki belgesinin İcra Tetkik Merciinden alınması zorunludur. İcra memurunun böyle bir yetki belgesi verme hakkı yoktur. Tetkik Merciinden belge alınmadan doğrudan doğruya veya icra memurunun verdiği belgeye dayanılarak dava açılması halinde dava reddedilmez, yetkili merciinden gerekli belge alınmak üzere davacıya süre verilmesi gerekir.
Alacaklı tarafından ortaklığın giderilmesi davasının açılması halinde borçlu ortak dahil tüm iştirakli ortakların davaya dahil edilmesi zorunludur.
Davada iştirakli ortağın borç miktarının saptanması dava konusu taşınmaz birden fazla ise dava tarihindeki borçlu ortağın payına isabet eden değerler itibariyle taşınmaz miktarının tespit olunması gerekir. Bunun sonucu borca yetecek taşınmaz veya taşınmazların ortaklığının giderilmesi fazla kısımlara ilişkin davanın reddedilmesi icap eder.
Olayımızda: Davacı davalılardan M.A.'da olan alacağı için yaptığı icra takibi sırasında icra tetkik merciinden aldığı yetkiye dayanarak bu davayı açmıştır. Dava konusu edilen taşınmazlarda her birinin tahmin değerinin 3 milyar liranın üzerinde olduğu, davalı M.A.'nın payına düşebilecek satış bedelinin 600 milyon lirayı geçebileceği keşfen saptanmıştır. Hal böyle olunca yukarıda da belirtildiği gibi, her iki taşınmazın satışına karar verilmesinde zorunluluk olup olmadığının saptanıp tartışılması gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmaması hatalı olmuştur. Nitekim davacının M.A.'da olan alacağının bütün faizleri ve masrafları ile 500 milyon TL'nın altında olduğu İcra Müdürlüğü'nün yazısıyla saptanmış olduğundan her iki taşınmazın satışına gerek olup olmadığının ve hangisinin satışının gerektiğinin karara bağlanabilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.