 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E:1996/7788
K:1996/8082
T:30.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı İzalei Şuyuu davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava bir parça taşınmaz ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar vermiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde buna ağaç vesaire gibi muhtesat varsa bunlar M.K. 619. Maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşları aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir. Bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nisbetler göz önünde tutularak muhtesata isabet eden kısmın sadece muhtesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine arza isabet eden kısmında payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhtesatın arzın paydaşlarına değil de 3. şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsın muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda: Dava konusu taşınmaz üzerinde davalıya ait bina bulunduğu keşfen saptanmış ve davalı bu binanın kendisine ait olduğunu bildirmiştir. Özellikle dava konusu taşınmaz imar parseli olduğundan tapu kaydının geldisini teşkil eden kadastro parseli celp olunarak o binanın davalının kadastro parseli üzerinde kalıp kalmadığının araştırılması ve o takdirde yukarıda belirtildiği şekilde orantı kurulması gerekirken bu yön üzerinde durulmaması hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. Maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 30.09.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.