 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6810
Karar No : 1996/7030
Tarih : 16.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemede istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
6570 sayılı Kanun'un 7/b-c-ç maddeleri uyarınca açılacak davalarda dava hakkı kiralayana aittir. Davalı davacının kiralayan sıfatına karşı çıkarsa bunu davacının ispat etmesi gerekir. Kiralayanın dava hakkı mutlak olup malik olma şartı yoktur. Kiralayan durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Ancak kiralanan müşterek mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması iştirak halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm iştirakçilerin katılmalarının temini gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi, bir ortak tarafından açılan davada sonradan duruşmada ortakların davaya muvafakat beyanlarının alınması veya buna ilişkin imzaları noterce tasdikli belgenin ibrazı veya müşterek avukata vekaletname verme suretiyle de sağlanır. İştirakli durumda bu temin edilmezse M.K. 581-630 maddeleri uyarınca tapu maliki murisin terekesine mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin bu hususun resen gözönünde tutulması icabeder.
6570 sayılı Yasa'nın 7/b ve c maddesi kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceğini sınırlı olarak saymıştır. Buna göre kiralayan veya kiralayan durumunda olmayan malik kendissinin, eşinin ve çocuklarının konut veya işyeri ihtiyacı için dava açabilir. Bunların dışındaki bir kimsenin ihtiyacı için dava açma imkanı yoktur.
Olayımızda: Kiralananın müşterek mülkiyete tabi olduğu 1/2'si davacıya, 1/2'sinin çıplak mülkiyetinin Mehmet Sağlam'a ve intifa hakkının ise dava dışı A.Ş.'ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması için intifa hakkı sahibinin muvafakatının sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bundan zuhul ile yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.