 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/3541
Karar No : 1996/3745
Tarih : 15.04.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme tahliyeye karar vermiş ve hüküm davalı tarafça temyiz olunmuştur.
İşyerine ilişkin tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte, hiç olmazsa çalışılan yerle eşdeğer vasıfta bulunması gerekir. Eşdeğerlik halinde mülkiyet hakkının üstünlüğü nazara alınarak aynı işin kiralananda yapılmasında ihtiyaçlının tercihi esas alınır. Tehdit ve üstünlük koşullarından birinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. İkisinin bir arada bulunması gerekmez.
Tahliye tehdidinin varlığı ileri sürülmemişse mahkemece bu cihet resen araştırılamaz. Çünkü mahkemenin, ileri sürülmeyen bir husus hakkında inceleme yapması mümkün değildir. Ancak açıkça kiralananın üstün vasıfta olduğu belirtilmişse dahi ihtiyaç iddiasının içinde bu isteğin varlığını kabul etmek gerekir. Üstünlük vasfı uzman bilirkişi aracılığı ile halen ihtiyaçlının çalıştığı yer ile kiralananda keşif yapılarak yapılacak iş yönünden her iki işyerinin kıyaslaması suretiyle saptanır.
Olayımızda: Davacı, kirada avukatlık yaptığını, aynı işi kiralananda yapmak üzere satın aldığını ileri sürerek süresinde açtığı iş bu dava ile işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ihtiyaç iddiasının samimi bulunmadığının önceki malikle aralarında kira ihtilafı bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ihtiyacın varlığını kabul ederek kiralananın tahliyesine karar vermiştir. Davacı iddiasında tahliye tehdidi altında olduğunu ileri sürmediğinden bu hususun araştırılmasına gerek yoktur.
Ancak davacı mesleğini kiralık bir yerde yaptığına göre yukarıda belirtildiği gibi kiralananla davacının halen kirada faaliyet gösterdiği yerde muhayeseli keşif yapılarak üstünlük vasfı araştırılmadan tahliye kararı verilmesi doğru olmadığı gibi kabul şekli itibarı ile de davacı kendisini vekille temsil ettirmediği halde lehine ücreti vekalet takdir edilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.04.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.