 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/11391
Karar No : 1996/11535
Tarih : 16.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahali Mahkemesi'nden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş ve hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
6570 sayılı yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İcra İflas Kanunu'nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda akdin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davacının süresinde açılıp açılmadığının tespiti için öncelikle akdin başının süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icap eder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerin toplanması gerekir.
Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğine ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılması da mümkündür. Ancak davacının bunu ispat etmesi icap eder.
Olayda taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı kira sözleşmesine göre dönemin 30.12.1995 tarihinde sona erdiğini iddia etmiştir.
Davalı, şifahi sözleşmenin başlangıç tarihinin 13.2.1978 olduğunu, bu bakımdan davanın sürede açılmadığını, ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmadığını savunmuştur. Kira ilişkisinin hangi tarihte başladığı uyuşmazlığı yönünden dinlenen davacı tanıklarından F.G. taraflar arasındaki kira, sözleşmesine kendisinin aracı olduğunu, kira paralarının kendine ödendiğini kira ilişkisinin yılbaşı itibari ile kurulduğunu ve her yıl yılbaşlarında kira bedellerinin arttırıldığını ifade etmiş ve diğer davacı tanığı dahi bu beyanı doğrulamıştır. Davalının tanığının akdin başlangıç tarihine ait bir açıklaması blunmamaktadır. Her ne kadar davalının kiralananda yaptığı iş bakımından vergi kaydının 13.2.1978 tarihi itbari ile açıldığı bildirilmiş ve elektrik abonman kaydının ise 4.5.1978 tarihinde kurulduğu açıklanmış ise de özellikle gelir vergisi kaydının yapılışının akdin kuruluşu ile birlikte olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığından o tarihlerin akdin başlangıç tarihini açıkladığı kabul edilemez. Davacı tanıklarının açıklamaları aktin her yıl başı itibari ile yenilenegeldiğini belirttiğine, ondan sonra tesir olan vergi kaydı tarihi bu durumu doğruladığına göre 4.1.1996 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile süreden ret edilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.12.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.