 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/8045
Karar no : 1995/8244
Tarih : 20.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye davasına dair karar Davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş ve hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
6570 sayılı kanunun 7/b-c-ç maddeleri uyarınca açılacak davalarda dava hakkı kiralayana aittir. Davalı davacının kiralayan sıfatına karşı çıkarsa bunu davacının ispat etmesi gerekir. Kiralayanın dava hakkı mutlak olup malik olma şartı yoktur. Kiralayan durumunda olmayan malikinde bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Ancak kiralanan müşterek mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğun sağlanması iştirak halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm iştirakçilerin katılmalarının temini gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir ortak tarafından açılan davada sonradan duruşmada ortakların davaya muvafakat beyanlarının alınması veya buna ilişkin imzaları noterce tastikli belgenin ibrazı veya müşterek avukata vekaletname verme suretiyle de sağlanır. İştirakli durumda bu temin edilmezse M.K. 581-630 maddeleri uyarınca tapu maliki murisin terekesine mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuriyle dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin bu hususun resen gözönünde tutulması icabeder.
6570 sayılı yasanın 7/b ve c maddesi kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açabileceğini sınırlı olarak saymıştır. Buna göre kiralayan veya kiralayan durumunda olmayan malikin kendisinin, eşinin ve çocuklarının konut veya işyeri ihtiyacı için dava açabilir. Bunların dışındaki bir kimsenin ihtiyacı için dava açma imkanı yoktur.
Olayımızda: Davacı, bu güne kadar anne ve babasına ait evde oturduğunu, artık onların kendi evlerine taşınmak istemeleri nedeniyle kiralayan bulunduğu dava konusu eve ihtiyacı olduğunu bildirerek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir.
Davalı, davacının malik olmadığını, bu yüzden dava hakkı bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını ve ihtiyacın samimi olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın malik olmaması nedeniyle dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Oysa yakında açıklandığı üzere 6570 sayılı yasanın 7/b maddesi gereğince açılan davalarda kiralayanın dava hakkı mevcuttur. Davanın dayanağı olan yazılı sözleşme, kiralayan sıfatı ile davacı ve kiracı olarak da davalı tarafından imzalanmıştır. Bu durumda davacının taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.