 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2816
Karar no : 1995/2946
Tarih : 16.03.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan (...) ortaklığın giderilmesi davasına dair iade-i muhakeme kararı müdahil davalı (T.P.), davalılardan TEK Genel Müdürlüğü ve bir kısım davalılar vekili (...) tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak dava duruşmalı işlerden olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava iade-i muhakeme talebi olup mahkeme davayı kabul etmiş, hüküm müdahil ve TEK yetkili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1- (...)
2- Müdahil vekili ile TEK vekilinin temyizine gelince;
İade-i muhakeme isteyen vekiller, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davacı sonucu Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.1.1993 gün 991/1509 Esas 993/64 sayılı Kararı ile, 847 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışına karar verildiğini, yapılan ihalede müdahil (T.P.)'a satıldığını, halbuki bu taşınmazda paydaş olan müvekkilleri (R.D.), (İ.S.), (A.K.) ile ölü (D.K.) vereselerine tebligat yapılmadığını, satılan 1 parsel üzerinde bunların evleri ve dükkanları bulunduğunu, satın alan müdahilin bu yerlerin boşaltılması istemesi üzerine bu ortaklığın giderilmesi davasını öğrendiklerini iddia ederek iade-i muhakeme davasının ve taleplerinin kabulünü, mahkemenin 28.1.1993 gün 993/64 sayılı kararın keenlemyekün addedilmesini, ihale sonucu oluşan tapu kayıtlarının tüm sonuçları ile iptalinin satış yapılan yerin yanlış gösterilerek değerinin küçük gösterildiğininbu mağduriyetlerinin giderilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar ve müdahil vekili davanın üç aylık süre içerisinde açılmadığını, HUMK.nun 445. maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinin hiçbiri olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, davacı (R.D.)'ın adresi belli olmasına rağmen ilanen tebligat yapıldığı, (D.K.)'nın 1986 tarihinde öldüğü halde sağ gösterilerek ilanen tebligat yapıldığı, halbuki ölü kişi hakkında dava açılmasının mümkün olmadığı, ölü kişinin mirasçılarının taraf gösterilmesi gerekirken bu yapılmadığından iade-i muhakeme talebinin kabulüne, tapunun iptaline, taşınmaz üzerindeki muhdesatlarla birlikte satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiştir.
Yargılamanın iadesi, kesinleşmiş bir mahkeme hükmüne karşı HUMK.nun 445. maddesinde sayılı şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde başvurulacak bir kanun yoludur. Davacıların yargılamanın iadesi sebebi olarak HUMK.nun 445/7. bendine dayandıkları anlaşılmaktadır. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/64 sayılı kararı 16.9.1993 tarihinde onanmış ve kesinleşmiş, bu yerin satışı ise 3.12.1993 tarihinde yapıldığından bu satışın öğrenilmesi üzerine 20.1.1994 tarihinde açılan dava süresindedir. Bu durumda çözümü gereken sorun davacılara hileli bir tebligat yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. İade-i muhakeme isteyen davacılardan (İ.S.) ve (A.K.)'ya ortaklığın giderilmesi dava dilekçesi ve kararı tebliğ edilmiş, bunlar kararı temyiz etmemişlerdir. 14.7.1994 günlü celsede ise satışı yapan 1 no.lu parsel üzerinde (R.D.)'ın muhdesatı bulunmadığı, muhdesatın (A.K.)'ya ait olduğu kabul edilmiş, bu husus temyiz dilekçesinde de tekrarlanmıştır. O halde (R.),(İ.) ve (A.)'ye tebligat olmadığı, davadan haberdar olmadıkları iddiası doğru bulunmamıştır. (D.K.) ise dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmiş, tapuda malik olan bu davalının adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesi ilanen tebliğ olunmuştur. Ortaklığın giderilmesi davasında davalı (D.K)'nın öldüğünün bilindiği, bu davacılar tarafından kanıtlanmış olmadığı gibi davacıların davalının tebligata sarih gerçek adresini bildikleri halde sustukları, vekili kullandıkları yolunda dosyada hiçbir kanıt da mevcut değildir. Kaldı ki yargılamanın iadesi isteğini benimseyip kabul eden mahkeme dahi davalılların hileli bir davranışta bulunduğu olgusuna dayanmamış, yargılamanın iadesi gerektiği, tebligatın yanlış yapıldığı, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağına dayanmıştır. Tebligatın hileli olabilmesi için hükme etkili bir eylemin veya hakimi yanılgıya sevk edecek bir fiilin olması gerekir. (D.K.)'nın öldüğünü bilerek gözlenmiş bir durum yoktur.
SONUÇ : O halde iade-i muhakeme davasının davalılarının hileli bir davranışları ve tebligat hilesi ispat edilmediğinden, HUMK.nun 445. maddesindeki yasal şartlardan hiçbiri gerçekleşmediğinden yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde yargılamanın iadesi isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı bulunduğundan hükmün bozulması icabetmiştir (16.03.1995).