 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1994/9195
K. 1994/9652
T. 5.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAAHHÜT NEDENİYLE KİRALANANIN BOŞALTILMASI
DAVA AÇMA SÜRESİ
İCRA TAKİP SÜRESİ
KARAR ÖZETİ : Taahhüde dayanan kiralananı boşaltılması davasının; taahhüt edilen tarihi izleyen bir ay içinde açılması veya bu süre içinde icra takibi yapılmış olması zorunludur. Daha önce kiracıya bildirilen boşaltma iradesinin süreyi koruma niteliği olmadığından, böyle bir irade açıklamasının hukuki değeri yoktur. Ancak, icra takibi süreyi koruyacağından takip halinde bir aydan sonra da dava açılabilir. Dava, süresinde açıldığında o ayın kira parasının ihtirazı kayıtla alınmaması önemli değildir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça ileri sürülme koşulu aranmamaksızın mahkemece kendiliğinden doğrudan doğruya gözetilmelidir.
(6570 s. GKK. m. 7/a)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, taahhüt sebebiyle kiralanın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tahliye kararı verilmiş ve hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Taahhüde dayanan tahliye davasının, taahhüt edilen tarihi izleyen bir ay içinde açılması veya bu süre içinde icra takibi yapılmış olması zorunludur. Daha önce kiracıya bildirilen tahliye iradesinin süreyi koruma niteliği olmadığından, böyle bir irade açıklamasının hukuki değeri yoktur. İcra takibi süreyi koruyacağından, takip halinde bir aydan sonrada dava açılabilir. Dava süresinde açıldığında, o ayın kirasının ihtirazi kayıtla alınmaması önemli değildir. Bu cihet, kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Olayımızda; davacı, davalı ile yaptıkları kira sözleşmesinin 1.1.1994 tarihinde sona erdiğini ve fakat dükkanın kendisine teslim edilmediği iddiasıyla bu davayı açmıştır. Bu istek açıkça 6570 sayılı Yasanın 7/a maddesine dayanan taahhüt sebebiyle tahliye istemi şeklinde olmamakla birlikte amacın bu olduğu kabul edildiğinde, dava tahliyenin taahhüt edildiği 1.1.1994 tarihe izleyen bir ay içinde açılmadığından süresinde değildir. Bu yüzden davanın süreden reddi zorunludur.
Dava dilekçesinde, tahliye için başka bir neden ileri sürülmemiştir. Bu nedenle duruşmada ihtiyaçtan sözedilmesi sonuca etkili değildir. Esasen böyle bir iddia da kanıtlanmış değildir.
Dava dilekçesinde, dükkanın hor kullanıldığından bahsedilirken, boyaların bozulduğu ve bazı camların kırıldığı belirtilmiştir. Bu nitelikteki ve kullanmadan ileri gelecek bozulmalar açıktan kötü kullanma niteliğinde kabul edilemez. Akte aykırılık teşkil ettiği düşünülse dahi, bu aykırılığın giderilmesi isteği ile BK.nun 256. maddesine uygun biçimde bir ihtarda bulunulmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü için yasal bir dayanak bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) , istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 5.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.