Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/786
Karar no : 1994/8352
Tarih : 14.09.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Davacı vekili müvekkilesinin İktisat Fakültesi mezunu olup, bankadan emekliye ayrıldığını kiralanan da emlak komisyonculuğu işini yapacağını iddia ederek kiralananın tahliyesini istemiş, 21.12.1993 günlü dilekçesiyle de müvekkilesinin kiralık bir konutta oturduğunu davanın devamı sırasında mal sahibinin Bakırköy 3. Noterliği'nce keşide edilen 17.12.1993 günlü ihtarnamesinde, hem aynı şehir ve belediye hudutları içinde oturabileceği evi olması, hem de ihtiyacı nedeni ile müvekkilesinin tahliyesini talep ettiğini, bu durum karşısında işyeri ihtiyacını konut ihtiyacına dönüştürdüklerini, kiralananı konut olarak kullanacağını belirterek tahliye nedeninin değiştirmiştir. Davanın devamı sırasında HUMK.nun 86. maddesi gereğince dava sebebinin değiştirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.  
 
    KARAR : Davalı vekilinin savunmasında İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 987/1822 ve İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1990/1369 esas sayılı kararıyla, dava konusu mecurun konut olarak kullanılamıyacağının kesinleştiğini, bu kaziyei mahkeme karşısında konut ihtiyacı sebebiyle açılan davanın dinlenemiyeceğini bildirmiş, mahkeme de savunmada belirtilen husus gerekçe göstererek kesin hüküm nedeniyle davayı reddetmiştir.
    Kesin hüküm itirazı, bir davanın konusunu teşkil eden uyuşmazlığın daha önce kesin bir hükümle çözülmüş olması nedeniyle, mahkemece yeniden inceleme konusu yapılamayacağına ilişkin usulü bir itirazdır. Kesin hükümden bahsedilebilmesi için HUMK.nun 237. maddesi gereğince tarafların, muddeabihin ve dava sebebinin aynı olması gerekir. Dava şartı yokluğundan dolayı davanın reddi karar ancak ilişkin olduğu dava şartının yokluğu hakkında kesin hüküm teşkil eder, davanın esası hakkında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz.
İstanbul 6. Sulh Hukuk Muhakemesi'nin 198/1822 esas sayılı dava dosyasında, taşınmazın önceki malikleri tarafından oğulları O. S.'in konut ihtiyacı nedeniyle kiracı aleyhine tahliye davası açılmış, mahkeme davayı reddetmiş dairemiz davalı tanıklarının beyanlarından ihtiyacın samimi olmadığı gerekçesini açıklayarak 27.4.1989 günlü ilamda kararı onamıştır. Bu dosyadaki ihtiyaçlı ile davacının hiçbir ilişkisi yoktur. İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1990/1369 esasa sayılı dosyasında davacı taşınmazı 14.12.1989 tarihinde iktisab ettiğini belirterek 6570 Sayılı Yasa'nın 7/d maddesindeki sürelerden yararlanmak suretiyle konut ihtiyacı nedeniyle davalı aleyhine tahliye davacı açmış, mahkeme kiralananın büro olarak kullanıldığını, oysa 6570 Sayılı Yasa'nın 7/d maddesindeki sürelerden yararlanabilmek için iktisab edilen yerin olduğu gibi değişiklik yapılmadan kullanılması icabedeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Oysa son açılan tahliye davasında kiracının önceki malikle yaptığı sözleşmeye dayanılmış orandaki sürelerden yararlanılmıştır. Yani 1990/1369 esas sayılı dava dosyası ile son açılan davadaki dava sebebi de aynı değildir. Bu bakımdan önceki davaların kesin hüküm teşkil ettiği görüşüne itibar etmek mümkün bulunmamaktadır.
    Bütün sorun taşınmazın maddi anlamda işyerine dönüşüp dönüşmediği hususunun tesbiti ile ilgilidir. Gerek son dava dosyalarında ve gerekse önceki dava dosyalarında müteaddit defa bilirkişiler marifetiyle yapılan keşiflerle de kiralananın konut niteliğini kaybetmediği ve içerisinde esaslı ve imar amaçlı hiçbir tadilatın yapılmadığı mecurun ve diğer bağımsız bölümlerin tapuda mesken olarak kayıtlı olduğu, halen de mimarlık bürosu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim 1987/1822 esas sayılı dosyada, 9.2.1989 günlü keşifte mutfat, banyo, vc. bölümlerinin mevcut olduğu, iç bölmelerdeki değişiklikle geniş çalışma alanının elde edildiği, yapılacak iç tadilatla konut niteliğine dönüştürülebileceği, bu işin bina betonarme karkas olduğundan ana taşınmazın stabilitesini olusuz yönde etkilemiyeceği, 1990/1625 esas sayılı akde aykırılıktan açılan dava dosyasında, 28.10.1991 günlü keşifte; servis bölümleri, vc, kiler, mutfak, banyonun ve odaların olduğu gibi muhafaza edildiği, antre mahalli ve kiler koridorunu teşkil eden iç duvarın kaldırılıp salona katılarak geniş bir çalışma alanı elde edildiği bilirkişilerce ifade edilmiş, 26.11.1993 günlü son yapılan keşifte de taşınmazın 3 oda, antre, mutfak, banyo ve salondan ibaret olduğu, halen mimarlık bürosu olarak kullanıldığı, bugünkü durumu ile mesken olarak kullanılmasında herhangi bir sakınca bulunmadığı, uzman bilirkişi tarafından açıklanmıştır. Tapuda mesken olarak kayıtlı taşınmazın işyerine dönüştüğünün kabul edilebilmesi için, kiralananın konumu, niteliği ve kullanış şekli itibariyle esaslı şekilde tudul edilerek özelliklerin tümünü kaybetmiş olması lazımdır. Yoksa iş teşkilatta yapılan ufak ve basit tadilatlarla her zaman diğer kat maliklerinin rızasını almadan taşınmazın eski haline getirilmesi mümkündür. Konutun halen davalı tarafından mimarlık bürosu olarak kullanılması bu kuralı ortadan kaldırmaz. Yasa'nın tanımladığı, (olduğu gibi değişiklik yapmadan kullanma kuralı) ile çok kapsamlı ve esaslı bir şekilde değişikliğe gidilmeden yararlanma amaçlanmıştır. Aksi takdirde basit bir tadilatla mimarlık bürosuna dönüştürülen taşınmazın davacı tarafından hiçbir zaman konut olarak kullanılamıyacağı sonucuna varılır ki, bu durumu mülkiyet hakkının kullanılmasını mutlak anlamda ortadan kaldırır.
    Dinlenilen davacı tanıkları davacının halen Ataköy'de kiralık bir konutta oturduğunu açıkca ifade etmişlerdir. Kirada oturmak ihtiyacın varlığına karine teşkil eder. Bu nedenlerle ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığı karar düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede anlaşıldığından, dairemizin 17.5.1994 gün ve 5447-5699 sayılı onama kararının kaldırılarak İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 4.4.1994 gün 1993/819 esas, 1994/360 sayılı kararının BOZULMASI gerekmiştir.
 
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 4.4.1994 gün 993/819 esas, 1994/360 sayılı kararının BOZULMASINA, 14.09.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini