 |
T.C.
YARGİTAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1994/2413
K. 1994/2642
T. 7.3.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAKSİM YOLU İLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
TAKSİM KOŞULLARI
KARAR ÖZETİ Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde, dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele ahnarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin olanağı olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat etmedikl eri takdirde, taşınnıazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı (müşaŞ bırakılamaz. Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazlarrn bazı paydaşlara; diğerlerinin, diğer paydaşlara verilmesi şeklinde re 'sen taksim yapılamaz. Taksimde herbir taşınmazın pay ve paydaş duru~ muna, arazinin verim niteliğine göre taksim olanağı olup olmadığının bilirkişi aracılığı ile saptanması gerekir. Pay-ların denkleştirilmesi için ivaz, ilavesi gerekiyorsa bunun da bilirkişi raporunda belirtilmesi gerekir. Taksim olanağı varsa fen ehline taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz belediye ve mücavir alan Sınırları içinde ise taksim projesi eklenerek belediyeden İmar Yasası ve Yönetmeliği uyarınca bu taksim danağı olup olmadığı sorulur. Taşınmaz belediye ve mücavir alan dışında ise, aynı husus İl İdare Kurulundan sorularak saptanır. Taksim sprojesindeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği konusunda taraflar anlaşamazlarsa mahkeme huzurunda kura çekilerek hangi kesimin hangi paydaşa verileceği belirlenir.
(743 s. MK. m. 627, 628)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izale-i şuyuu davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, bir parça taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş; hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde, dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat, etmediği takdirde taşınmazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı "müşa" bırakılamaz. Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazların bazı paydaşlara diğerlerinin diğer paydaşlara verilmesi şeklinde re'sen taksime gitmek mümkün değildir. Taksimde her bir taşınmazın pay ve paydaş durumuna arazinin verim niteliğine göre taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir. Payların denkleştirilmesi için ivaz ilavesi icap ediyorsa onunda bilirkişilerin raporunda belirtilmesi gerekir. Taksim mümkünse fen ehline taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan hudutları içerisinde ise taksim projesi eklenerek Belediyeden imar Yasası ve Yönetmeliği uyarınca bu taksime imkan olup olmadığı sorulur. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan dışındaysa aynı husus il idare Kurulundan sorularak saptanır. Taksim tarzında yani taksim projesindeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği konusunda taraflar anlaşamazlarsa mahkeme huzurunda kura çekilerek hangi kesimin hangi paydaşa verileceği belirlenir.
Olayımızda; dava konusu, taşınmazın taraflar arasında yarı yarıya paylı olduğu görülmektedir. Bu yerin taksiminin kabil olduğu kabul edilerek arsa değerleri yönünden eşitlik sağlanır şekilde iki aynı kısım düşünülerek taksim projesi yapılmış ve ona göre taksim kararı verilmiştir. Ne varki her iki kısım üzerinde bulunan binaların davalı İsmail'e ait olduğu hükmen tesbit olunmuş ve bu husus kesinleşmiştir. Böyle olunca, davacıya verilen kısım üzerindeki binaların dolayısiyle farklı değerdeki taşınmaz mütemmim cüzlerinin davacıya verilmesi durumu doğmuştur. Bunun sonucu olarak üzerlerindeki yapılar-la birlikte her iki tarafa verilen kısımların çok farklı değerlerde olması hali oluşmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi bu gibi durumlarda ivaz ilavesinin düşünülmesi ve hükümde bunun belirtilmesi icap eder. Bundan zuhul olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itarazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 7.3.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.