 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1994/13298
K. 1995/1943
T. 21.2.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ŞUF'A DAVASI
MUVAZAALI İŞLEMİN İPTALİ
TESCİLE HAK KAZANMAK
DAVA AÇMAK HAKKI
KARAR ÖZETİ: Muris muvazaası iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu verilen hükümler; yenilik doğurucu, yaratıcı ya da değiştirici olmayıp, danışıklı (muvazaalı) işlemden önceki hukuksal durum ve hakları belirleyici niteliktedir. Bu bakımdan, danışıklı işlem tamamen geçersizlik sonucunu doğurur. 0 nedenle; murisin, danışıklı olarak yaptığı intikal işlemini iptal ettirerek murisin ölümü ile başlangıçtaki mirasçı sıfatıyla hak sahibi olan davacının önalım (şufa) davası açmak hakkı vardır.
(743s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, şuf'alı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı reddetmiş; hükmü,davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili; 7.1.1994 tarihinde açtığı bu davada müvekkilesinin şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmazda 1/4 pay sahibi olduğunu, davalıya satış suretiyle 13.12.1992 tarihinde geçen pay için şuf'a hakkını kullandığını iddia ile bu davayı açmıştır.
Davalı taraf; davacının şuf'alı taşınmazda pay sahibi olmadığını, 1/4 payın davacıya değil Mustafaya ait olduğunu, o payın sonradan tapu iptali ve tescil kararı ile davacıya geçişinin bu davadan sonra kesinleşen hükümle olduğunun, davacının dava hakkından sözedilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkeme; savunmaya itibar ederek davacının pay sahibi olmasının bu davadan sonra kesinleşmiş hükümle olduğunun, dava tarihi itibariyle şuf'a hakkı bulunmadığını kabul ederek davayı reddetmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz bütünü be davacı ve müştereklerin murisi Mustafa adına kayıtlı iken, murisin taşınmazın tamamını İlyas oğlu Şaban Mustafa'ya 28.10.1985 tarihinde intikal ettirdiği, davanın 26.6.1990 tarihinde açtığı muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil davası sonunda davanın kabulü suretiyle satışın davacı payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği ve hükmün kesinleştiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır ve bu konularda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Böylece, davacının murisinin davalıya satış yapan Mustafa'ya yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası sonucu olduğu kesinleşmiştir. Muris muvazaası iddiası ile açılan davalar sonunda verilen hükümler; yenilik doğurucu, yaratıcı ya da değiştirici hükümler olmayıp, muvazaalı işlemden önceki hukuksal durum ve hakları belirleyici niteliktedir. Bu bakımdan tamamen geçersizlik sonucu belirttiğinin kabulü icabeder.
Hal böyle olunca, 28.10.1988 tarihinde yapılan devrin geçersizliği sabittir. Davacı kesinleşme ile değil murisi Mustafa'nın vefatı ile 1/4 paya sahiptir. Ve bunun sonucu olarak davalıya yapılan satıştan ve şuf'a davası açılmasından önce taşınmazın paydaşı olduğunun kabulü icabeder. Bu nedenle, işin esasının incelenmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç :Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine ve davacı yararına takdir olunan 750 bin lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 21.2.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.