 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/12974
Karar no : 1995/873
Tarih : 31.01.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Şufa davasına dair kararın temyiz incelemesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payını iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın kabulüne dair olan karar dairemizin 1.3.1994 günve 479-2451 sayılı ilamı ile "davalının şufalı payınilişkin bulunduğu taşınmazın taksimine ilişkin olarak göstermiş bulunduğu 3 tanığın fiili kullanmanın mevcudiyetini saptama yönünden gerektiğinde arazi üzerinde dinlenmeleri ve taksim sözleşmesi ile bilirkişi mütaalasının tanık sözleri ile birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekeceği" görüşü ile bozulmuş.. Mahkeme, bozma kararına uymuş ancak davalının gösterdiği tanıklar mahalline gidilmeden dinlenerek taksim sözleşmesinde paydaşlardan birinin imzasının bulunmadığı bu nedenle hukuken geçerli bir taksimin olmadığı gerekçesi ile davayı kabul etmiştir. Bozma kararına uyulmakla kararda açıklanan biçimde araştırma yapılması ve orada benimsenen hukuki esaslar uyarınca karar verilmesi konusunda usuli kazanılmış hak doğar. Davalı şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmazın taksim senedi gereğince haricen taksim edildiğini savunarak taksim senedi ve ek krokiyi ibraz etmiştir. Paydaşlardan birinin imzası ve iştiraki olmaması sebebiyle taksim krokisinin hukuken geçerli olmadığı iddia edilebilirse de haricen ve eylemli taksim sonucu davacı ve davalı tarafın kullandığı yer arazi üzerinde belirlenebiliyorsa bu durumda davacıların şufa hakkını kullanması MK. 2.maddesindeki iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenle mahkemenin paydaşlardan birinin iştiraki olmaması nedeniyle taksimin geçerli olmayacağı yolundaki görüşü doğru değildir. Açıklanan bu durum karşısında davalının gösterdiği tanıklar taşınmazın başında dinlenerek haricen ve fiilen bir taksimin olup, olmadığı ve davacıların kullandığı yer ile davalıya pay satanların kullandıkları yerlerin tesbiti ve taksim krokisinin de uzman bilirkişi ile ile mahallinde uygulanıp varılacak sonuca göre değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli görülmediğinden son hükmünde bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA) hususların incelenmesine şimdilik gerek bulunmadığına, oybirliğiyle karar verildi.