 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1993/9398
K. 1993/9785
T. 7.10.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE VE
ALACAK DAVASI
KARAR ÖZETİ Temerrüt nedeniyle tahliye davasını, kiralayanın veya kirala yan durumunda olmayan malikin, kiracıya malik olduğunu ve kira parasının kendisine ödenmesi gerektiğini bildiren kişinin açması gerekir. Müşterek mülkiyet niteliğindeki taşınmaz için pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması ve temerrüt ihtarnamesinin de davadan önce pay ve paydaş çoğunluğu olan kişilerle birlikte çekilmesi gerekir. Kira parası kiralayanın bulunduğu yerde ödenmesi gereken borçlardandır. Bu nedenle ona götürülerek elden veya masrafi kiracıya ait almak üzere konutunda ödemeli olarak gönderilmelidir. Buna uygun olmayan ödemeler geçerli değildir. Ancak, buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır.
(818 s. BK. m. 260, 73/1)
(743 s. MK. m. 624)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, temerrüt nedeni ile tahliye ve alacak istemidir. Mahkemece, istem gibi karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
BK.nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine davalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz-temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak, buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda; davacı kira akdinin tarafı değildir. Davacı kiralananı önceki malikinden satın aldığını, bu durumu ve kira paralarının kendisine ödenmesi gereğini davalıya ihtar ettiğini davalının bundan sonra ödeme yapmadığını, temerrüt ihtarnamesinin de fayda sağlamadığını iddia etmiştir. Ancak kiralananın mülkiyeti sadece davalıya ait bulunmamaktadır. Bağımsız bölüm halindeki kiralananın 3/10 payına sahip bir başka malik daha bulunmaktadır. Böylece müşterek mülkiyet esasına tabi taşınmazda davacının tek başına akdin feshini istemeye hakkı bulunmamaktadır. MK. 624. hükmü sebebiyle diğer paydaşın, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması açısından muvafakatının alınması icabeder. Ne varki davadaki bu eksiklik giderilebilse dahi davanın dayanağı olan ihtarnamedeki eksikliğin davadan sonra tamamlanması mümkün değildir. Bu nedenlerle temerrüt sebebine dayanan davanın reddi icabeder.
Bu esaslardan zuhül olunarak tahliyeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan, davacı tüm kira parasının tahsilini istemiştir. Kira parası alacağı bölünebilen alacaklardan olduğundan kendi payı oranında istekte bulunabilir. Bu bakımdan alacağın tamamına hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
Hüküm, bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının iadesine, 7.1.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.