 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1993/779
K. 1993/1273
T. 8.2.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
AKTE AYKIRILIK
AÇIK VEYA ZİMNİ MUVAFAKAT
KARAR ÖZETİ : BK. 256 maddesine göre, akte aykırılık nedeniyle tahliye istenmiştir. İddia halinde, binada yapılan tadilatlarla kullanma tarzı için davacı kiralayanın önceden verilmiş rızası olup olmadığı veya bu değişiklikleri bildiği halde uzun süredir ses çıkarmamak sureti ile zimnen muvafakat edip etmediği araştırılmalıdır.
(818 s. BK. m. 256)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava akte aykırılık sebebi ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, 23.3.1987 tarihli yazılı sözleşme ile davalı vakfa kiraya verilen iş yerine ait mimari projesine uygun olmayan bir çok değişiklik yapıldığını, bu değişikliklerin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, davalıya tebliğ onulan ve aykırılıkların giderilmesi isteği taşıyan ihtarnamenin fayda sağlamadığını iddia ederek akte aykırılık sebebi ile kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı başlangıçda davayı cevaplamamış, duruşmaları izlememiş, daha sonra vekili 10.9.1992 tarihli oturumda ve ondan Önceki 9.7.1992 tarihli dilekçesi ile, kiralananda 1987 yılında yapılan sözleşmeden sonra davacının bilgisi ve onayı ile bazı tadilatlar yapıldığını, esasen kiralananın O tadilatların yapılması şartı ile kiralandığını, görülen her durumun başlangıçta yapıldığını bununda davacının onayına dayandığını, ayrıca davacının 1987 yılından bugüne kadar faaliyetlerden haberdar olduğunu yapılanlara ses çıkarmadığını, bu bakımdan rızasının varlığının kabulü gerektiğini, iddia edildiği gibi bu yerin gece kulübü gibi kullandığının varit olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Bu savunmaya karşı davacının herhangi bir cevabı olmamış ve Özellikle savunmanın genişletildiğinden söz edilmemiştir.
Bu durumda kiralananı kullanırken gerek yapılan tadilatlar sebebi ile gerekse kullanma tarzı itibarı ile BK.nun 256. maddesinde düzenlenen akte aykırılık ve kötü kullanmanın bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur, özellikle yapılan değişikliklerin davacının önceden verilmiş rızasına dayanıp dayanmadığı veya davacının bu değişikliklere muttai olduğu halde uzun süredir ses çıkarmamak sureti ile zımnen muvafakat edip etmediği ihtilaflıdır. Bu uyuşmazlığa açıklık getirici delil toplanmamıştır. Davacı tanıklar yapılan değişikliklerin 4 sene kadar evvel yapıldığını bildirdikleri halde bunların davacı tarafından bilindiği hususunda bir açıklamaları yoktur. Bu itibarla, davalı delillerinin de istenmesi, varsa tanıkların dinlenmesi davacı tanıklarının ve verilen diğer yazılı delillerin bir arada değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi icap eder. Bundan zuhul olunarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.