 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1993/4307
K. 1993/4526
T. 13.4.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAKSİM VEYA SATIŞ SURETİYLE ORTAKLIĞIN
GİDERİLMESİ
MUHTESATLARIN TOPLAM DEĞERİ
KARAR ÖZETİ Taksim istenmesi halinde, dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat etmediği takdirde taşınmazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı "müşa" bırakılamaz.
Taksime konu taşınmazlar üzerindeki muhtesatların toplam değerinin, ait olduğu tesbit edilen paydaşlara, tesbit ettirilecek oranda ödenmesi gerekir. Bu muhtesatların toplam değerine, taksimine karar verilen taşınmazın değerinin de katılması doğru değildir.
(743 s. MK. m. 620, 628, 627)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, iki parça taşınmazın ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece; taşınmazlardan birinin taksimi, diğerinin satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
1- Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat etmediği takdirde taşınmazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı "müşa" bırakılamaz. Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazların bazı paydaşlara, diğerlerinin diğer paydaşlara verilmesi şeklinde re'sen taksime 'gitmek mümkün değildir. Taksimde her bir taşınmazın pay ve paydaş durumuna, arazinin verim niteliğine göre taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir. Payların denkleştirilmesi için ivaz ilavesi icap ediyorsa onun da bilirkişilerin raporunda belirtilmesi gerekir. Taksim mümkünse fen ehline taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz belediye ve mücavir alan hudutları içensinde ise taksim projesi eklenerek Belediyeden imar Yasası ve Yönetmeliği uyarınca bu taksime imkan olup olmadığı sorulur, taşınmaz belediye ve mücavir alan dışındaysa aynı husus 11. idare Kurulundan sorularak saptanır. Taksim tarzında, yani taksim projesindeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği konusunda taraflar anlaşamazlarsa mahkeme huzurunda kura çekilerek hangi kesimin hangi paydaşa verileceği belirlenir.
Olayımızda; dava konusu taşınmazlardan 3400 parsel sayılı tarlanın taksiminin mümkün olduğu keşfen ve bilirkişi mütalası ile saptanarak buna göre bir kroki tanzim olunmuştur. Yukarıda belirtilen esaslar karşısında bu taksim projesinin onay makamına gönderilerek o şekilde taksimin mümkün olup olmadığı sorulması gerekirken bu yön üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
2- Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç vesaire gibi muhtesat varsa bunlar MK.nun 619. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak, bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesata ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nispetler gözözünde tutularak muhtesata isabet eden kısmın sadece muhtesat sahibine, veya payları nisbetinde sahiplerine arza isabet eden kısmında payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icap eder.
Muhtesatın; arzın paydaşlarına değil de, üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde ve şahsın muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda; diğer dava konusu 3399 sayılı parselin üzerinde bulunan yapılardan birinin alt katının davacıya ait diğer muhtesatların ise davalıya ait olduğu taraflarca ittifaken kabul edilmiştir. Bu durum nazara alınarak keşifte davacıya ait muhtesat kesimi ile diğer muhtesatlar değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere toplam değer üzerinden taraflara o muhtesatlar sebebiyle ayrı ayrı ne oranda bedel verileceği saptanırken bilirkişi tarafından hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Zira, davacıya ait olan muhtesat kesiminin toplam değer içerisindeki miktar 1.845.216.- TL.'dan ibarettir. Ayrıca, taksimine karar verilen taşınmazın değerinin de toplam değere katılması doğru değildir. Bu hatalar düzeltilmeden yazılı şekilde gerçeğe uygun olmayan oranlara göre satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm, belirtilen nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.4.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.