 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1993/3996
K. 1993/4191
T. 6.4.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARŞI TEMYİZ
HİSSEDARLIKTAN ÇIKARILMA
KARAR ÖZETİ Temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre geçirilerek verilen ve harç da ödenmeyen mu-kabil temyiz dilekçesi ret edilmelidir.
Bir kısım hissedarların bizzat kendileri veya malın kullanılmasını bıraktıkları ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer hissedarların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini, ağır surette ihlal edip etmediklerinin, bu yüzden müşterek mülkiyet ilişkisinin çekilmez hale gelip gelmediği hususundaki uyuşmazlık tarafların tüm delilleriyle değerlendirilerek çözülmelidir.
(818 s. BK. m. 626/a)
(1086 s. HUMK. m. 434)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan Bekir tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, müşterek mülkiyette davalıların hissedarlıktan çıkarılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların hisselerini karşılayacak kısmın taşınmazın tamamından ayrılması suretiyle istem gibi karar verilmiş; hüküm, davalı Bekir vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
1- Hüküm, davacının temyiz dilekçesinin tebliği üzerine davacılar vekili tarafından da temyiz olunmuştur. Ancak, ilk temyiz dilekçesinin tebliği 9.2.1993 tarihli olup mukabil temyiz dilekçesi 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 22.2.1993 tarihinde verildiği gibi, harcı da ödenmediğinden davacılar vekilinin mukabil temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2- Davacılar, davalıların dilekçede belirtilen davranışlarıyla müşterek mülkiyetteki yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle bu ilişkinin devamını çekilmez hale getirdiklerini iddia ederek bunların hissedarlıktan çıkarılmasını istemişlerdir.
Davalılar; iddia olunan olaylarda haklı olmadıklarını, davacıların iyiniyetli davranmadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Bu durumda; Öncelikle davalıların yükümlülüklerini ağır suretle ihlal edip etmediklerinin, bu yüzden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hale gelip gelmediği hususundaki uyuşmazlığın halli gerekmektedir. Tarafların bu konudaki tüm delillerinin, bu arada davacı tarafın gösterdiği tanıkların toplanıp dinlenmesi ve davalıların savunma delillerinin istenip toplanması gereklidir. Bu yolda bir işlem yapılmadan, savunma üzerinde durulmadan davacıların çıkarma talebinin haklı görülmesi doğru değildir.
Kabule göre de, davanın haklılığının kabulü halinde çıkarılacak hissedarların hisselerini karşılayacak kısmın maldan ayrılmasının mümkün olup olmadığının, ortaklığın giderilmesi davalarındaki esaslar çerçevesinde, araştırılması ve yine fenni ayrılmasının mümkün olup olmadığının, tanzim edilecek krokinin imar Kanunu hükümleri çerçevesinde ilgili belediye veya belediye sınırları dışında il idare Kuruluna gönderilmek suretiyle sorulması zorunludur. Bu yolda herhangi bir araştırma yapılmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ Yukarıda birinci bentte yazılı sebeple davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, ikinci bendde yazılı nedenlerle hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6.4.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.