 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/11813
Karar No: 1993/12064
Tarih: 17.11.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye ve alacak davasına dair karar Davacı-Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliye ve kira alacağı isteminden ibarettir. Mahkeme temerrüt davasını red etmiş ve kira alacağına hükmetmiştir. Hüküm taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
BK. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin kiranın önceden kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliği ettirmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen 40 günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda; Kiralanana ilişkin yazılı kira sözleşmesi davalı ile Ümit Tüzün arasında yapılmıştır. Davayı açan Vasfi Tüzün sözleşmeyi Ümit Tüzün'ün vekili sıfatıyla imzaladığından, kendisi akdin tarafı sayılamaz, dolayısıyla kiralıyan durumunda değildir. Davacının kiralananın maliki veya maliklerinden biri olmadığı 12.4.1993 tarihli ihtarnamedende anlaşılmaktadır. Bu durum ve yukarıda açıklanan esaslara rağmen davacının kendi adına açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Tahliye davasının bu nedenle alacak davasının da dava hakkının mevcut olmaması sebebiyle reddi gerekirken, dava hakkının üzerinde durulmadan yazılı gerekçelerle tahliye davasına esastan red olunması ve alacağa hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenler temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.