 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1992/831
K: 1992/1601
T: 05.02.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkesi'nden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava temerrüt nedeniyle tahliye ve 3.200.000.- lira alacak isteminden ibarettir. Mahkeme davayı kabul etmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Kira bedelleri için kiralayana bona verilmişse, tarafların anlaşmasıyla kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış demektir. Hal böyle olunca ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracının verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilmesi icabeder. Bu senet bankaya tahsile verilmişse gönderilen ihbarla senedin ödeme yeri borçlu tarafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapılıp buna ilişkin ihtarlar gönderilebilir. Senet tahsile verilmeyip alacaklının elinde tutuluyorsa, alacaklının borçlunun ayağına gidip senedi verip karşılığı alması gerektiğinden bu yola gitmeden doğrudan doğruya ihtar göndererek iki haklı ihtar veya temerrüt yapması mümkün değildir.
Olayımızda; Davacı, davalının eski malikle yapmış olduğu 20.3.1991 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle kiracı olduğunu taşınmazın bir kısım payını 5.4.1991 tarihinde kiralayan Şerife'den iktisap ettiğini 1991 yılı Temmuz ve Ağustos ayı kira paraları toplamı 3.200.000.- Liranın ihtarın tebilğine rağmen 30 gün içinde ödenmediğini, bu nedenle temerrüde sebep olduğunu iddia ederek tahliye isteminde bulunmuşsa da istenen kira bedellerinin 1.600.000.- liralık 2 adet bono karşılığı kiralayan Şerife'ye verildiği, Şerife'nin de bu bonoların davacı Mehmet'e ciro ettiği anlaşılmaktadır. Bonolar davacının elinde bulunduğuna göre öncelikle keyfiyetin davalıya ihbar edilmesi ve sonra ödenmediği takdirde bankaya tahsile konması, ödeme vukubulmadığı takdirde ihtar gönderilerek kira paralarının istenmesi gerekir. Bu durum yukarıda özetlenen kuralla açıklığa kavuşmuştur. Oysa belirtilen kurallara riayet edilmeksizin 6.9.1991 tarihinde tebliğ edilen ihtarla davalının temerrüde düşürülmesi söz konusu olamaz.
2) Kabule göre de davacı Mehmet'in taşınmazın sadece 10080/60480 pay sahibi olduğu geri kalan payların da Şerife Görener üzerinde kaldığı, Şerife'nin muvafakatı alınmadan, pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmada açılan davanın kabulüyle tahliyeye ve kira alacağının tahsiline karar verilmesi ve hatalı görüldüğünde hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile BOZULMASINA 5.2.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|