 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1992/1407
K: 1992/2211
T: 27.03.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevli memura mukamevet suçundan sanık Emin Yetik hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda; beraatına dair ŞIRNAK Asliye ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 4.10.1990 günlü karar aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 13.3.1992 gün ve 109103 sayılı yazılı emri içeren C. Başsavcılığının 9.3.1992 gün ve 21821-150 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası, daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - Yazılı emir yolu, Yasaların birörnek ve eşit uygulanması amacını, kesin hüküm dokunulmazlığına üstün tutan; bu yüzden de çarpıcı hukuki aykırılıkları konu edinen, olağanüstü ve sıradışı bir yasa yoludur. Yasa yararını gerçekleştirmek amacını güttüğünden, sonucundan dolaylı olarak sanık da yararlanabilir.
Bu bağlamda ele alındığında gerekçe, kanıtların değerlendirilmesi gibi maddi sorunlar yazılı emirle bozmanın kapsamı dışındadır. Yargıtayın hukuki sorunlarla ilgili bozma yetkisi de olağan temyiz yoluna oranla çok sınırlıdır. Çünkü, kararın bozulmasından sonra yollama yargılaması söz konusu bulunmadığından, Yargıtay ancak, ya sanık yararına bir yasa maddesinin uygulanmaması gibi yenibir yargılamaya gerek olmadan düzeltebileceği ya da, hukuki nitelendirme yanılgısı gibi, bütünüyle yasaya aykırı bulunan ilk mahkeme hükümlerini gözönünde tutarak inceleme yapılabilir.
Görülüyor ki, bu yasa yolunda maddi nedenlerle bozma alanı gerekçeyle sınırlı bulunan Yargıtayın hukuki nedenlerle bozma yetkisi de korumun amacı doğrultusunda da tutulmuştur.
Olayımızda, ilk mahkeme, iddia ve tanıklığı değerlendirerek, C. Savcısının isteği doğrultusunda, hükümlü sanığın görevlilere etkin direnme suçuna katılmadığı sonucuna varmış ve buna göre hüküm kurmuştur. Bu saptama, yalnızca maddi olguların değerlendirilmesiyle ilgili ve yazılı emirle bozma yolunun kapsamına girmeyen bir konudur.
SONUÇ: : Olarak C. Savcılığının yazılı emir doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşüncelerin, gerekçeye yansıtılan oluşa, kabule ve değerlendirmelere göre açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden, REDDİNE, 27.3.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|