 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1992/13376
K. 1992/14943
T. 24.12.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HİSSEDARLIKTAN ÇIKARMA
YUKÜMLÜLÜĞÜN AĞIR İHLALİ
DAVA AÇMA ŞARTI
ÖZET MK.nun 626/a maddesi gereği davalının hissesinin satılarak hissedarlıktan çıkarılması, paydaşın, diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır suretle ihlâl ile müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesine bağlıdır.
(743 s. MK. m. 626/a-b)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan, ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, dört parça taşınmazda bulunan davalı payının Medeni Kanunun 626/a maddesi gereğince açık artırma suretiyle satışı isteminden ibarettir. Mahkeme, istem gibi karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3678 sayılı Yasa ile Medeni Kanunun 626. maddesine eklenen 626/a maddesi gereğince hissedarlıktan çıkarma kararı verilebilmesi için;
a) Bir paydaşın tutum ve davranışı ile diğer paydaşların tümüne veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır surette ihlal etmesi,
b) Bu davranışı yüzünden müşterek mülkiyet ilişkisinin devamının çekilmez hale gelmesi gerekmektedir.
Maddede bahsedilen yükümlülüklerini ağır surette ihlali deyiminden kusurun özel bir yoğunlukta ve önemde bulunması amaçlanmıştır. Ağır surette ihlal unsurunun gerçekleşebilmesi için paydaşın kasten ve bilerek müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi gerekir; Fiilin işleniş tarzı, paydaşların sosyal ve ekonomik koşulları ile objektif iyi niyet kuralları değerlendirilerek, her olayın özelliğine göre hakkaniyete uygun adil bir çözüm getirilmelidir.
Davanın açılması, paydaşların hem pay, hem de paydaş bakımından çoğunlukla karar vermelerine bağlı olduğu gibi, çıkarma istemini haklı gören hakimin çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmın müşterek mülkten ayrılıp ayrılmayacağının ve çıkarılacak paydaşa tahsisinin mümkün olup olamayacağının incelenmesi, ayırımı mümkün olmayan payın dava tarihindeki değeri ile, devrimi isteyene verilmesinin dava dilekçesinde istenip istenmediğinin göz önünde tutulması, hisseyi karşılayacak kısmın maldan aynen ayrılması mümkün olmazsa ve bu paya talip olan paydaş bulunmazsa, ancak tayin edilen uygun süre içinde temlik edilmeyen payın açık artırma ile satışına karar verileceğinin düşünülmesi icab eder.
Maddeye eklenen 6261b bendi ile de, bu kuralların kıyas yolu ile intifa veya diğer bir ayni hak veya tapuya şerh edilmiş kira gibi şahsi .hak sahibine de uygulanacağı kabul edilmiştir.
Olayımızda; davacılar vekili 113, 280, 612 ve 3547 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı Saadet'e ait hissenin aynen ayrılması ekonomik kurallar bakımından mümkün olmadığından MK.nun 626/a. maddesi gereğince adı geçen davalının hissesinin açık artırma suretiyle satışına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, Medeni Kanunun sözü edilen maddesinde belirlenen koşulların gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dosya kapsamına göre:
a) Müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olan dört adet taşınmazın 7 adet paydaşı olup, dava 3 paydaş tarafından açılmıştır. Medeni Kanuna 14.11.1990 tarihinde kabul edilen 3678 sayılı Yasa ile ilave edilen 626/a maddesinin 2. bendine göre, bu davanın pay ve paydaş çoğunluğu ile açılması gerekirken dava şartına uyulmadığının düşünülmemesi;
b) Kabule göre; davalı paydaşın hangi tutum ve davranışı ile yükümlülüğünü yerine getirmediği ve müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirdiği açıklanmadan payının satışına karar verilmesi;
c) Aynı Yasanın 626/a maddesinin 3. bendi gereğince çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmının taşınmazlardan ayrılmasının ve böylece müşterek mülkten çıkarılana tahsisinin mümkün olup olmadığının tartışılmaması,
Usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi:
|