 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1992/12357
K: 1992/12785
T: 10.11.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava aktin feshiyle kiralananın tahliyesi ve 1.620.000 lira tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı ile aralarındaki 1.1.1990 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşmenin 35. maddesine göre sözleşmeye konu olan yerin tahliyesi gerektiğini iddia ederek 6.2.1991 tarihinde açtığı bu dava ile sözleşmenin feshini taşınmazın tahliyesini ve 1.1.1991 tarihinde itibaren günlük 45.000 lira hesabıyla 1.620.000 lira tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı vekili taraflar arasındaki sözleşmenin bir kira sözleşmesi olduğunu, musakkaf bir taşınmazla ilgili olduğundan 6570 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğunu, sözleşmenin 35. maddesindeki hükmün tahliye taahhütü niteliğinde bulunduğunu, bu şekilde taahhütlerin önceki sözleşmelerden beri tevali edip geldiğini, bu nedenle davacının iyi niyetli olmadığını ve esasen davanın süresinde açılmadığını savunmuştur.
Sözleşmeye konu olan yazıhane belli bir süre için, kararlaştırılan bedelle davalının istifadesine bırakıldığına göre sözleşme kira sözleşmesi niteliğindedir. Taşınmaz belediye sınırları içinde ve musakkaf bir taşınmaza ilişkin olduğundan 6570 sayılı kanun hükümlerine tabidir. Bu itibarla aktin feshiyle tahliyenin bu kanun hükümleriyle, orada hüküm bulunmayan hallerde B.K.na göre istenmesi icabeder. Davacı sözleşmenin 35. maddesindeki, aktin süresinin bitiminde bu yerin tahliye edileceği hükmüne dayanarak aktin feshini ve tahliye istediğine göre isteğin 6570 sayılı yasanın 7/a maddesinde düzenlenen tahliye taahhüdü sebebine dayandığının kabulü icabeder. Bu sebebe dayanan tahliye davasının, kiralanın tahliyesinin taahhüt edildiği tarihe nazaran bir ay içerisinde açılması gereği uygulamada yerleşmiştir. Bu husus dava koşulu olup resen nazara alınması gerekir. Kiralananın 31.12.1990 tarihinde tahliye edileceği taahhüt edildiğine, dava ise 6.2.1991 tarihinde açıldığına göre dava süresinde değildir. Daha önce davalıya ihtar tebliğ edilmişse de tebliğ edilen ihtar bu dava sebebine göre süre koruyucu nitelikte değildir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru olmadığı bu seferki incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: : Düzeltilmesi istenilen dairemizin 29.6.1992 gün 7621-8257 sayılı onama kararına kaldırılarak yerel mahkemelerin 20.3.1992 gün 1991/317-992/556 sayılı kararının BOZULMASINA, 10.11.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|