 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/5497
K: 1991/5908
T: 01.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye-alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, fuzuli işgal nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkeme, davayı kabul etmiş; hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı şirket; İlyas'tan iktisap ettiği taşınmazın daha eski maliki ve kiralayanı tarafından Ali Osman'a kiralandığı, bu kira akdinde başkasına devir ve ciro yasağı bulunduğu halde kiracı Ali Osman, bu yeri davalı Tarık'a devir edip ayrıldığını, böylece Tarık'ın fuzuli şagil durumunda bulunduğunu iddia edip 6570 sayılı Yasanın 12. maddesine göre taşınmazın tahliyesi ile ecrimisil talebinde bulunmuş, daha sonra bu ecrimisil talebini atiye terk etmiştir.
Davalı ise; kendisinin fuzuli şagil olmadığını, taşınmazın ilk kiralayanı ve maliki özel idarenin ve ondan sonra taşınmazı özel idareden iktisap eden İlyas'ın razı ve muvafakatlarının bulunduğu ve kendisinin kiracı olarak kabul edildiğini, bu konuda kanıtları olduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Gerçekten dava konusu taşınmaz, ilk malik özel idare tarafından Ali Osman'a 1.8.1985 başlangıç tarihli 3 yıl 3 ay süreli sözleşme ile kiralanmış ve bu kira akdinde başkasına devir ve ciro yasaklanmıştır. Akdi yasaklık olmasa bile 6570 sayılı Yasanın 12. maddesine göre de kiralanan yeri başkasına devir veya kullandırılması yasaktır.
Ancak; taşınmazın 2. maliki İlyas, taşınmazı temlik etmeden iki ay kadar önce, 26.6.1990 tarihinde Beyoğlu 15. Noterliği vasıtasıyla davalı ve taşınmazın diğer kiracılarına gönderdiği ihtarnamede davalının kiracılığını kabul etmek, kira paralarının ifa yerini değiştirmiş o zamana kadar Yasin'e ödenen kira paralarının avukata ödenmesini istemiştir. Davacı şirkette satın almakla bu akte ve taşınmazdan doğan bütün hak ve sorumlulukların halef olduğuna göre, İlyas'ın bu kabulü davacıyı da bağlar. Böyle bir durumda fuzuli şagillikten sözetmek mümkün değildir. Bu nedenle, davanın reddine karar vermek gerekirken aksi görüş düşünceyle kabulü isabetli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.5.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.