 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/3969
K: 1991/4859
T: 05.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava temerrüt nedeniyle tahliye ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B.K.'nun 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananın sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartları haiz temerrüt ihbarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda: davacı kiralananı 30.6.1989 tarihinde iktisap ettiğini, 9.5.1990 keşide 14.5.1990 tebliğ tarihli ihtarlı ödeme emri ile 1.7.1989 tarihinden 1.5.1990 tarihleri arasındaki 11 aylık kira parasının aylık 150.000 TL den ödenmesini istediği halde ödenmediğinden temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ile 1.650.000 TL nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı istenilen aylar kirasının eski malike elden ödendiğini, kendisine iktisap hususunun bildirilmediğini, aylık kiranın 150.000 TL olmayıp 5000 TL olduğunu savunup davanın reddini istemiştir. Mahkeme temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine, aylık 100.000 TL üzerinden takibin devamına karar vermiştir.
Davacı kiralananı iktisap ettikten sonra bu durumu şifahi olarak davalıya bildirdiğini iddia etmiş, ispat yönünden iki tanık dinleşmiş ve dinlenen tanıklar bu hususta bir beyanda bulunmamışlardır. Bu durumda kiralananın iktisap edildiği davalıya bildirilmeden temerrüt ihtarı gönderildiğinden gönderilen bu ihbar yerine geçeceğinden olayda temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Bu durumda temerrüt nedeniyle açılan tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesi doğru değildir.
Alacak istemine gelince; davacı aylık kiranın 150.000 TL olduğunu iddia etmiş, davalı ise aylık kiranın 5000 lira olduğunu savunmuştur. Davacı aylık kiranın 150.000 TL olduğunu ispatlayamamıştır. Ancak davalı eski malike 100.000 TL üzerinden aylık kira parası ödediğine göre aylık kiranın davalının savunduğu gibi 5.000 TL olmayıp 100.000 TL olduğunu kabulü icap eder. Nitekim mahkeme de aylık kirayı bu miktar üzerinden kabul etmiş, davacı bu kararı temyiz etmediğine göre aylık kiranın 100.000 TL olduğu hususu kesinleşmiştir. Davalı istenilen aylık kirasını eski malike ödediğini savunmuş, mahkeme bu hususta herhangi bir araştırma yapmadığını gibi davalı aylık 5.000 TL üzerinden 11 aylık kira parası 55.000 TL icra dosyasına yatırıldığı halde bu miktar kira alacağından mahsup edilmediğinden bu husus da yanlıştır.
Bu hususlar üzerinde durulmadan noksan tahkikatla kira alacağının takibine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 5.4.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.