 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/3148
K: 1991/3583
T: 14.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair iade-i muhakeme kararı, davalılardan İlhan tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, dava duruşmalı işlerden olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen kararın yargılamanın iadesi yolu ile yenileme ve ihalenin feshi talebinden ibaret olup mahkeme, kısmen davayı kabul etmiş; hükmü, davalılardan İlhan vekili temyiz etmiştir.
1 - İade davacısı Fevzi, ortaklığın giderilmesi davasında tebligata salih açık adresinin, ortaklığın giderilmesi davasını açanlar tarafından bilindiği halde yanlış adres göstermek suretiyle tebligat hilesi kullandıklarını iddia ile yargılamanın iadesini istemiştir.
Bu iddia, HUMK.nun yargılamanın iadesini düzenleyen 445. maddesinin 7. bendindeki lehine hüküm verilen tarafından hükme etkili diğer bir hile ve hudanın kullanılmış olması halini içermektedir. Önceliklle bu iddia, lehine karar verilenler tarafından tebligat adresinin bilerek hileli olarak yanlış gösterildiğinin iade davacısı tarafından kanıtlanmasını gerektirir. 2. olarak, bu hile ve hudanın hükme müessir bulunması icabeder. 3. olarak, bu hile ve hudanın keşfolunduğu tarihten üç ay içinde iade davasının açılması gerekir.
Lehine karar verilenlerin hile ve hudasına istinat etmeyen sair usulsüz tebligat iadei muhakeme sebebi olmaz.
İade davacısının lehine hükmolunan tarafından ne şekilde hile ve huda kullandığı, tebligata salih açık adresi bilindiği halde nasıl yanlış adres gösterildiği müspet şekilde ispat edilmeden iade davasının kabulü hatalı olduğu gibi,
2 - Kabul şekli itibari ile de; iade davasının kabulü halinde ne gibi muamele yapılıp karar verileceği Usulün 450. maddesinde gösterilmiştir. Bu hükümde, iade davasının kabulü halinde yeniden yargılama yapılıp belirecek hale göre evvelce verilmiş olan kararın tastik veya kısmen veya tamamen tadil edilmesi öngörüldüğü halde iade davacısının ortaklığın devamına şeklinde karar verilmesi de hatalı görüldüğünden hüküm bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.3.1991 tarihinde oybirliği ile karar verildi.