 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/2856
K: 1991/3289
T: 08.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET:Davalı; taahhütnamedeki imzanın kendine ait olduğunu, ancak kira ilişkisinin başlangıcında tanzim ve tahliye tarihleri boş olarak verildiğini, bu nedenle taahhütnamenin geçersiz olduğunu savunmuştur. Davalının imza ve belgeyi kabul etmesinden davalıya tanzim ve tahliye tarih yerleri açık bir belge verdiği anlaşılmaktadır. Bu tarihlerin sonradan yazılması belgenin geçersizliğini gerektirmez. 4.10.1944 tarih, 20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ilk kira akti ilişkisinin kurulduğu sırada verilen tahliye taahhütlerinin serbest irade ürünü olmadığı kabul edilerek geçersiz sayılmıştır. Davalının ikinci savunması bu konu ile ilgili olup bu belgenin ilk ilişki kurulmadan veya kurulduğu sırada verildiğine dair savunma maddi bir olayla ilgili bulunduğundan, daha doğru bir ifade ile hukukı fiil niteliğinde bulunduğundan tanıkla ispat edilebilir.
(YİBK., 4.10.1944 gün ve 15-20/28 s.)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, yazılı taahhüt nedeni ile tahliye istemlidir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 15.9.1987 başlangıç tarihli kira ilişkisinden sonra davalının 23.8.1988 tarihinde verdiği 15.9.1988 tarihinde tahliye edeceğine dair taahhütnamesine dayanarak 25.9.1989 tarihinde takib açtığını, takibin itiraza uğraması sebebiyle açtığı iş bu dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı, bu taahhütnamedeki imzanın kendine ait olduğunu, ancak kira ilişkisinin başlangıcında tanzim ve tahliye tarihleri boş olarak verildiğini, bu nedenle taahhütnamenin geçersiz olduğunu savunmuştur.
Gerçekten, 23.8.1988 tanzim ve 15.9.1989 tahliye tarihli taahhütnamenin tarih yerlerinin imza edilirken boş bırakıldığı, bu yerlerin noktalama ile geçiştirilmiş olmasından ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Tanzim ve taahhüt tarihleri sonradan başka kalemle yazılmıştır. Ne var ki, Türk Hukuk sisteminde müşterek maksada uygun doldurulmak suretiyle beyana imza geçerlidir.
Ancak, maksat dışı doldurulmuşsa bunun kanıtlanması halinde geçersizliği kabul edilebilir. Davalının imza ve belgeyi kabul etmesinden davalıya tanzim ve tahliye tarih yerleri açık bir belge verdiği anlaşılmaktadır. Bu tarihlerin sonradan yazılması belgenin geçersizliğini gerektirmez.
Ancak, davalının ikinci bir savunması daha vardır. O da, tarihsiz bu belgenin ilk kira ilişkisi kurulurken verilmiş olduğu iddiasıdır. Gerçekten 4.10.1944 tarih, 20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ilk kira akdi ilişkisinin kurulduğu sırada verilen tahliye taahhütlerinin serbest irade ürünü olmadığı kabul edilerek geçersiz sayılmıştır. Davalının ikinci savunması bu konu ile ilgili olup bu belgenin ilke ilişki kurulmadan veya kurulduğu sırada verildiğine dair savunma maddi bir olayla ilgili bulunduğundan, daha doğru bir ifade ile hukukı fiil niteliğinde bulunduğundan tanıkla ispat edilebilir. Nitekim davalı da bu konuda tanık göstermiştir. Davalının gösterdiği tanıklar ve davacının karşı delilleri incelenip sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.3.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.