 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/2319
K: 1991/3502
T: 13.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme, davayı kabul etmiş hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz; paydaşlarca özel olarak taksim edilip, her bir paydaş belirli ir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması MK.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmasının tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda; şuf'alı pay evvelce 13420 m.2 olarak, 1664 ada 31 parsel içinde yer almakta iken yargılama sırasında ve bozmadan sonra bu yerde imar uygulaması yapılması sonucu bu payın 1676 ada 2 ve 6782 ada parsel içinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Ancak, imar parseline dönüşmeden önce 13420 m.2 kadastro parseli halinde iken paydaşlar arasında haricen ve özel surette ve fiilen taksim edildiği savunulmuştur. O tarihte gerçekten böyle bir taksim mevcut ise bu taksim hukuken geçerli olmasa bile yukarıda açıklandığı üzere tapudaki müşterekliğe dayanarak şuf'a hakkının kullanılmasının hem MK.nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan iyiniyet kuralı hem de 27.3.1957 gün 2/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsenen şuf'a hakkının amacı ile bağdaşmayacağının düşünülmesi gerekir.
Bu harici taksim savunmasının incelenmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.3.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.