 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/12077
K: 1991/12777
T: 24.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Dava akte muhalefet nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Davacı vekili 1.3.1982 tarihli kira sözleşmesiyle kiralananda kiracı olan davalının dükkanın dış profil, çerçeve ve merdiven bölümünde değişiklik yaparak akte aykırı davrandığını ihtara ve verilen süreye rağmen eski hale getirmediğini ileri sürerek aktin feshi suretiyle kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı dükkanda yapılan değişikliğin tamamen dekoratif nitelikte düzenlemeden ibaret olduğunu, o yerin kiralanma amacına uygun şekilde düzenleme yapıldığını yapılan bu düzenlemelerin iyileştirici ve güzelleştirici olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
Taraflar kira sözleşmesinin 1.3.1982 başlangıç tarihi olduğu kiralananın konfeksiyon satım yeri olarak kiralandığı ve yenilenen kira sözleşmelerinde de noksansız ve kusursuz olduğunun sözleşmede belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan delil tesbitlerinde ve keşifte neticeden kiralananın projesine uygun şekilde yapılmış inşaat şeklinin cephe yönünden değiştirildiği bu cümleden olarak ön taraftaki bir sütunun ve arkadaki iki sütunun düzenleme sırasında sütunlardan birinin dışında bırakılmak suretiyle sağ taraftaki kapının ortaya alındığı, cehpehin içe doğru çekildiği, iki tarafla vitrin oluşturulduğu saptanmıştır. Bu değişikliklerin eskilerinden farklı olarak yeni meydana getirildiği değişiklik öncesinde davacının herhangi bir muvafakatının söz konusu olmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Yani cephenin ve girişin ve vitrin durumunun davalı tarafça kendiliğinden yapıldığı sabittir. BK.'nun 266. maddesi gereği olarak kiracı kiralananı ne halde tesellüm etmişse kiranın hitamında o halde ve mahalli adete tevfikan geri vermekle mükelleftir. Davalının kiralananı tesellüm ettiğinden farklı hale getirdiği ortadadır. Yapalın değişikliğin projeye aykırı olduğu saptanmış ve bunun aksi iddia olunmamıştır. Düzenlemelerin kiralama amacı nedeniyle zorunlu olduğu iddia edilmemiştir. Esasen 1982 yılından beri eski durumuyla kullanılagelir olması kullanma amacı yönünden zorunluluk hali bulunmadığını göstermektedir. Belirtilen nedenlerle tadilatların iyileştirme ve güzelleştirme sağlamış olması akte aykırılık halini ortadan kaldırmaz. Bu nedenlerle akte aykırılık halinin mevcudiyetini kabul zorunludur. Davalı durumun eski hale getirilmesi için verilen süreni yetersiz olduğunu savunmamıştır. Esasen ihtarın tebliğinden dava tarihine kadar bilirkişi mütalasında geçen süreden fazla zaman geçmesine rağmen eski halin sağlanmadığı,ı hala akte aykırılığın devam etmekte olduğu ortadadır. Bu nedenlerle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken aksi görüşle red kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 24.10.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalının akte aykırı olarak yaptığı tadilatın, ana binanın esas yapısını etkilemediği, sadece yapılan işin kullanma amacına uygun olarak ve dekoratif nitelikle bulunduğu, bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Akte aykırılık olgusunun gerçekleşebilmesi için, kiralananda yapılan tadilatın tamamen kullanma amacı dışına çıkması ve bundan kiralayanın açıkça zarar gördüğünü kanıtlanması gerekir. Kaldıki bilirkişi, eski hale getirmek için verilen sürenin 30 gün olması gerektiğini bildirdiği halde, ihtarda 10 günlük süre tanınmıştır. Kiralananın asma katında ve merdivenlerinde önceden yapılan değişikliklere de kiralayanın karşı çıkmadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkemenin gösterdiği davanın red gerekçelerine göre hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle, çoğunluğun Bozma kararına katılmıyoruz.