 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1991/1187
K: 1991/1624
T: 08.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahiye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava yazılı taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar 1.1.1989 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartına göre alınan tahliye taahhüdüne istinaden taşınmazın tahliyesini istemişlerdir.
Davalılar bu taahhüdün ilk sözleşme ile alındığını ve serbest irade mahsulü olmadığını ileri sürerek davanın reddini ileri sürmüşlerdir.
Gerçekten 4.10.1944 tarih 25/20 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre ilk kira ilişkisi kurulmadan veya kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizlği kabul edilmiştir. Hiç kuşkusuz kira ilişkisi kurulduktan, kiralanan taşınmaz kiracının kullanımına geçtikten ve 6570 sayılı kanunun kiracıyı koruyan hükümlerine tabi olduktan sonra alınan taahhütleri geçerli olup 6570 sayılı yasanın 7/a maddesinde de bu hal tahliye nedenlerinin başında yer almıştır. Aynı gerekçe ile tevali eden sözleşmelerle alınan tahliye taahhütlerinin de geçerliliği 3.10.1980 gün 2/3 ve yine 4.10.1985 gün 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçelerinde kabul edilmek suretiyle bu konudaki tereddütler giderilmiş ve o tarihlerden itibaren uygulamalarda süreklilik ve istikrar sağlanmıştır.
Davalılardan Hüseyin ile ilk kira sözleşmesi 1.1.1981 tarihinde bir yıllık olarak kurulmuş, ondan sonra bu ilişki 6570 sayılı yasanın 11. maddesine göre seneden seneye yenilenmek suretiyel sürdürülürken, taşınmaz bir ara Hüseyin tarafından oğlu Faruk'a devredilmiş ve bu devir davacılar tarafından kabul edilmiş ve 1.1.1989 tarihli kira sözleşmesi de yine taşınmaz davalı Hüseyin'in kullanımı ve dolayısıyla 6570 sayılı yasanın himayesi altında iken boşaltılıp davacıya teslim edilmeden yenilenen sözleşmede Faruk da birlikte kiracı olarak gösterilmiştir. Bu sözleşme davalı Hüseyin için yeni bir sözleşme sayılamayacağı gibi, Faruk için de serbest iradeyi ortadan kaldıracak yeni bir ilişki sayılamaz. Bu nedenlerle 1.1.1989 tarihli sözleşmeile alınan taahhüde itibar edilip İ.İ.K.nun 272. maddesine göre süresinde kullanılan takip sebebiyle tahliyeye karar vermek gerekirken aksi düşünce ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 8.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.