 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1991/10727
K. 1991/11521
T. 4.10.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Davalının halen bulunduğu yabancı ülkede tebligata elverişli adresinin tespiti mümkün bulunduğu anlaşılmaktadır. Tebligat Tüzüğünün 41-43. maddeleri uyarıncamuhatabına tebliğ yapılması, şayet yabancı ülkede tebligata elverişli adresi tespit edilemezse aynı Tüzüğün 46. maddesine göre son çare olarak başvurulacak ilanen tebligatdada aynı Tüzüğün 47. maddesi ve özellikle 2. bendinin 2 ve3. fıkrasındaki hükümlerin gözönünde bulundurularak Tüzüğe uygun tebligat işleminin tamamlanması gerekir.
[Tebligat Niz.-4/12059 s. (20.8.1959 Ta.) m. 41, 43,
46, 47/b.2-f.2-3]
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan izaleyi şuyu davasına dair karar davalı Ümran tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalı Ümran temyiz etmiştir.
1) Davalılardan Filiz'in yakını tarafından verilen 4.10.1990 tarihli dilekçede Suudi Arabistan Riyat Şehri'nde öğretim görevlisi olduğu bildirilmiş, daha sonraki 22.1.1991 tarihli oturumda Hong Kong'da olduğu bildirilmiştir. Bu davalının halen bulunduğu yabancı ülkede tebligata elverişli adresinin tespiti mümkün bulunduğu anlaşılmaktadır. Tebligat Tüzüğünün 41-43. Maddeleri uyarınca muhatabına tebliğ yapılması, şayet yabancı ülkede tebligata elverişli adresi tespit edilemezse aynı Tüzüğün 46. maddesine göre son çare olarak başvurulacak ilanen tebligatda da aynı Tüzüğün 47. maddesi ve özellikle 2. bendinin 2 ve 3. fıkrasındaki hükümlerin gözönünde bulundurularak Tüzüğe uygun tebligat işleminin tamamlanması gerekirken bu hükümlerle hiç te bağdaşmayan tebligatla getirilmesi hatalı olmuştur.
2) Davalılardan Ahmet'in 1978 doğumlu olup dava ve yargılama sırasında reşit olmadığı görüldüğünden bu kimsenin veli veya vasisi yolu ile temsil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3) Kabul şekli itibariyle de: Açılan bu ortaklığın giderilmesi davası ile 225 Ada, 4 parselde kat irtifaklı tek bir bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın giderilmesi istendiği halde karar yerinde bu konuya yeterince açıklık verilmeden bütün binanın satışı anlamına gelecek ifadeler kullanılmış olması da hatalı görülmüş olup bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.10.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.