 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E. 1991/10363
K. 1991/10927
T. 26.9.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Kira ilişkisi kurulduktan böylece kiracı 6570 sayılı Kanunun kiracıyı koruyucu hükümlerine tabi olduktan sonra gerek tevali eden kira sözleşmeleri, gerekse ayrıca verilen tahliye taahhütlerinde serbest irade ihlali söz konusu olmadığından bu taahhütnameler geçerli sayılmış ve daha önce özellikle tevali eden kira sözleşmeleri ile alınan taahhütlerin geçersizliği konusunda mevcut içtihat aykırılıklarının 3.11.1980 gün, 3/2 sayılı yine 4.11.1985 gün, 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçesiyle giderilmiş ve bu gerekçelerle geçerli sayılmıştır.
(YİBK., 3.11.1980 gün ve 3/2 s.)
(YİBK., 4.11.1985 gün ve 2/7 s.)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme, davayı reddetmiş; hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı ile 1.11.1989 tarihinde 14 aylık süre ile kira ilişkisi kurulduktan sonra 10.10.1990 tarihinde düzenlenen belge ile davalının kiralanan yeri aktin döneminin sonuna tesadüf eden 1.1.1991 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmesine, bu sebeple süresinde yapılan icra takibine rağmen tahliye etmediğinden açtığı işbu dava ile taşınmazın bu nedenle tahliyesini istemiştir.
Davalı ise, taahhüt içeriğine ve imzasına karşı çıkmadan bu taahhüdün kira ilişkisinin kurulduğu sırada verildiğini, bu sebeple serbest iradeye dayanmaması sebebiyle geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiş ve bu savunmasını tanıkla ispat edeceğini bildirmiştir.
Gerçekten kira ilişkisi kurulmadan veya ilk kurulduğu sırada verilen tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizliği bu konuda çıkarılan 4.10.1944 tarih, 15-20-28 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile kabul edilmiştir. Ancak, kira ilişkisi kurulduktan böylece kiracı 6570 sayılı Kanunun kiracıyı koruyucu hükümlerine tabi olduktan sonra gerek tevali eden kira sözleşmeleri, gerekse ayrıca verilen tahliye taahhütlerinde serbest irade ihlali söz konusu olmadığından bu taahhütnameleri geçerli sayılmış ve daha önce özellikle tevali eden kira sözleşmeleri ile alınan taahhütlerin geçersizliği konusunda mevcut içtihat aykırılıklarının 3.10.1980 gün; 2/3 sayılı yine 4.10.1985 gün, 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarının gerekçesiyle giderilmiş ve bu gerekçelerle geçerli sayılması üzerine o tarihlerden itibaren Yargıtay uygulamaları tutarlı bir şekilde bu doğrultuda geliştirilmiş ve sürdürülmüştür.
Taahhüt edilen boşaltma süresi ilk akti sürenin sonuna rastlasa bile oluşum aynıdır. Ne var ki davalı 1.11.1989'da akti ilişki kurulduktan sonra 10.10.1990 tarihinde düzenlediği ileri sürülen taahhütnamenin o tarihte değil yukarıda sözü edilen 4.10.1944 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamına girecek şekilde ilk akdi ilişkinin kurulduğu sırada verildiğini bildirmiş ve bunu tanıkla ispat edeceğini bildirmiştir. Bu savunmada geçen iddia bir hukuki tasarrufla değil, bir hukuki fiille ilgili olduğundan Usulün 289. maddesi kapsamı dışında düşürülüp maddi olayın tanıkla ispatına imkan tanınarak bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı bir görüşle ilk akdi dönem içerisinde verilen taahhüdün geçersizliği gerekçe yapılarak davanın reddedilmesi hiçte isabetli görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.9.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.