 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/92
K: 1990/443
T: 22.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, esaslı tamirat ve tadilat nedeni ile tahliye davası olup mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Karar süresinde davalı tarafca temyiz edilmiştir.
6570 sayılı Yasanın 7/b,c,ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İc.İf.K.nun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının, süresinin böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması gerekir.
Olayımızda: Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.4.1979 başlangıçlı 2 yıl sürelidir. 6570 sayılı Yasanın 11. maddesine göre 2 yıllık akti süreden, sonra kira ilişkisinin birer yıllık periyotlarla yenilendiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere davanın aslında en son 1.5.1989 tarihine kadar açılmış olması gerekir. Yahut daha önce ihtar çekilmiş ise yine dönem sonuna kadar davanın açılması icabeder. Davalıya kira döneminden önce veya dönemi takip eden bir ay içerisinde fesih ihbar edilmemiştir. Ancak daha önce sonuçlanan ve 21.4.1988 tarihinde davalıya tebliğ edilen davacı dilekçesinin fesih ihbar işlevini yerine getirdiği düşünülse bile bunun etkisi 1.4.1989 tarihindeki yenilemeye kadar devam eder. Bu tarihdeki yenilemeden sonra 21.4.1989 tarihindeki ihbarın hüküm ifade edeceği düşünülemez. Böylece, akit 1.4.1989 tarihinde yasal olarak yeniden yenilenmiş bulunduğundan 7.6.1989'da açılan davanın süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.
Bu durumda nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına göre yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.1.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.