 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/874
K: 1990/1255
T: 05.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan Tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava temerrüt nedeniyle tahliye ve kira alacağı davası olup mahkeme alacak yönünden davayı kısmen kabul etmiş, tahliye yönünden davayı reddetmiştir. Karar tahliye yönünden davacı tarafça süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı iktisabının ve kendisine ödeme yapılmasını istediği kira paralarından 989/5-6 ve 7. aylarının kira paralarının zamanında ödenmemesi sebebi ile temerrüt ihtarnamesi gönderdiğini buna rağmen ihtarnamede belirtilen süre içerisinde ödemenin yine gerçekleşmemesi nedeni ile taşınmazın tahliyesini ve kira alacağnı istemiştir.
Davalı sadece temerrüt ihtarından haberdar olmadığını mahkemede savunmuştur. Mahkemede gerçekten temerrüt ihtarının Tebligat Yasasının 21. maddesindeki prosedüre uygun tebligat yapılmakla beraber bu tebligat Tebligat Tüzüğünün 28. maddedeki soruşturma yapılmadan Yasanın 21. Tüzüğünün 30. maddesine tebligat yapılamayacağını ve böyle bir tebligatın geçerli sayılamayacağını kabul ederek davayı reddetmiştir. Gerçekte bu düşünce tarzı şeklen tüzüğün 28. ve 30. maddelerindeki düzenlemeye uygundur. Ancak, muhatap gerçekten o adreste yani tebligata yazılı adreste oturmaya ve bulunmaya devam ediyorsa Tüzüğün 30. maddesinin son fıkrasında belirtildiği üzere sadece tebligatın yapılacağı sürede orada mevcut değilse sırf tebliğ memurunun maddenin 1. fıkrasında yazıldığı biçimde soruşturma yapmadığından dolayı tebligatı geçersiz saymak tüzüğün sözü geçen maddedeki düzenleme amacına aykırı olur. Oysa yasa yorumunda amaca yönelik yorumun esas olması icap eder. Bu nedenle davalının temerrüt ihtarında yazılı adreste tebligat sırasında bulunmama nedeninin kısa süreli ayrılmış olup olmadığının araştırılması tebligatın geçerli olup olmadığı yönünden önem taşımaktadır. Bu konuda tarafların delil ve beyanları sorulup incelemesi gerekir. Bu inceleme yapılmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 5.2.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.