 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/740
K: 1990/1077
T: 01.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Bir kira yılı içinde yapılmış iki haklı ihtara dayanan tahliye davasının kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malikin bu davayı açabilmesi için önce kiracıya ihtar tebliğ ettirerek kira bedellerinin kendisine ödenmesini istemesi ondansonra ihtarları göndermesi gerekir. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun mahkemece kendiliğinden nazara alınması icabeder.
Bu davanın 6570 sayılı yasanın 7/e maddesi ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca akdin hitamını izleyen bir ay içinde açılması sorunludur. İhtarlar dava şartı olduğu için süre kesme niteliğini hais değildir. Süre konusu kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle re'sen gözetilmesi gerekir.
İhtarların bir kira yılı içinde muaccel hale gelmiş (istenebilir durumu almış) değişik ayların kirasına ilişkin olarak en az iki defa kiracıya tebliğ edilmesi haklılığı içinde ödemelerin ihtarların tebliğinden önce yapılmaması şarttır. Tebliğden sonra yapılan ödemelerin hukuki değeri yoktur. İhtarlar tebliğ ile hukuki sonuç doğuracağından ödemelerde tebliğ tarihinin esas alınması şarttır. Keşide tarihi sadece muacceliyet bakımından önem taşımaktadır. Zira muaccel olmayan (henüz ödenmesi gerekmeyen) kira parasının istenmesi mümkün değildir.
Süresiz akitlerde ve kira bedelinin senelik ödenmesi gereken hallerde iki haklı ihtar oluşmaz.
Sayımızda: Taraflar arasında mevcut sözleşmeye göre her üç ay peşin ödenmesi gereken kira alacağının, zaman içerisindeki uygulama ile aylık ödemelere dönüştüğü anlaşılmaktadır. Davaya esas alınan kira yılı 1.3.1987 -1.3.1988 tarihleri arasında kalmaktadır. Aylık kira miktarı ile kiralananın eşit hisselere davacılara ödeneceğinde de ihtilaf yoktur. 1. ihtar 87 Mart ayı kira parası için 24.3.1987 keşide 31.3.1987 tebliğ tarihli olup, ödeme 28.3.1987 tarihinde olmuştur, ki tebliğden önce ödeme yapıldığına göre bu ihtar haklı saymak mümkün değildir.
2. ihtar 987 Mayıs ayı için 7.5.1987 tebliğ tarihli olup ödeme 12.6.1987 tarihinde olmuşturki bu ihtar haklıdır.
987 Haziran ayı için 264.000 lira para için 8.6.1987 keşide, 15.6.1987 tebliğ tarihli ihtar gönderilmiş ödeme 12.1.1987 de tebliğden önce gerçekleştiğinden bu ihtarı da haklı saymak mümkün olamaz.
987 Temmuz ve Ağustos ayları için 17.6.1987 keşide 22.6.1987 tebliğ tarihli ihtarla istenen kira parası tebliğ tarihinden sonra 27.7.1987 de ödenmişse de, ödemelerin aylığa dönüşmesi sebebiyle keşide tarihinde bu ay kira paraları muaccel hale gelmediğinden bu ihtarda haklı sayılamaz.
Son defa gönderilen 987 9.10.11. ay kira paraları ise 17.9.1987 keşide, 22.9.1987 tebliğ tarihli ihtarname ile istenmişse de yine kira paralarının aylık ödemelere dönüşmesi sebebiyle 10 ve 11. ayların kira paraları keşide tarihinde muaccel hale gelmediğinden bu ihtarnameyi sadece Eylül ayı kira parası için değerlendirmek gerekmiş ve Eylül ayı kira parası da davacı Suna'nın oturduğu diğer bir kiracının ihtiyacı için kiracının mağazasından alınan malzemelerdeki 295.120 lira 14.9.1987 tarihli fatura ile mahsubun gecikeceğinden ve Eylül ayı başında kira bedelinin de alacaklının evine kadar götürülüp alınmaması sebebiyle bu ihtarın da haklı sayılması mümkün olmamıştır.
Herne kadar davacı Suna'nın oturduğu yerin yöneticisi olmadığı, bu sebeple mahsup yapılamayacağı ileri sürülmüşse de, malzemeyi ve ayrıca kira parasının götüren şahısların tanık olarak alınan ifadelerinden malzemeyi teslim alan yöneticiden kira parasının alınacağı söylenerek mahsuben o tarihte kabul edildiği ve kira paralarının da ödenmek istendiği halde kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle 987 Eylül ayı kira parasına haren değerlendirilen son ihtarnamenin de haklılığının kabulü mümkün görülmemiştir. Özetle ifade edilmek istenilirse, yukarda belirlenen kira yılı içerisinde gönderilen ihtarname haklı, diğerlerinin haklı saymak mümkün olmadığından olayda bir kira yılı içerisinde iki haklı ihtar olgusu gerçekleşmemiştir.
bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken iki haklı ihtar olgusunun nasıl gerçekleştiği dahi açıkça ayrı ayrı belirtilmeden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1.2.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.