 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/5245
K: 1990/5808
T: 18.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izale-i şuyu davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava tek parça taşınmazdaki ortaklığın satışla giderilmesi isteminden ibarettir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekilince temyiz olmuştur.
Davacı davalılarla müştereken paydaş bulunduğu taşınmazdaki bu paydaşlığın satılarak giderilmesini istemiştir.
Davalılar taştınmazın özel parselasyona tabii tutulup her iki paydaşın özel parseller üzerinde tasarruf ettiklerini, bir kısmının bina yaptığını, imar uygulaması sırasında bu ifrazın uygun görülüp yasalaşabileceğini ileri sürerek davaya karşı çıkmıştır.
Mahkeme belediye'den aldığı cevabi yazının birincisinde taşınmazın pay ve paydaş adedine göre ifrazını uygun olmadığı bildirilmiş, belediye'nin ikinci cevabında şehirde semt semt imar uyğulaması yapılmakta olduğu, henüz taşınmazın bulunduğu bölgede bir faaliyetin olmadığı, ancak bu bölgeye de imar uygulaması yapıldığı takdirde tevhid veya ifrazın mümkün olabileceği belirtilmiş, üçüncü bir cevabi yazıda da ileriye dönük ihtimallerden bahsedilmiştir.
Taşınmazın bulunduğu bölgede imar faaliyeti başlamamıştır. Ne zaman başlayacağı da belli değildir. Aslında taşınmaz üzerindeki ortaklıkların hazil hazır durumlarına göre çözümlenmesi genel kuraldır. M.K. 627. madesinde de yeralan münasip olmayan zamanda taksimin yapılamayacağına dair hüküm bu gibi ihalerde uygulanmayıp daha başka özellik taşıyan hallerde uygulanır. Bu nedenle mahkemenin münasip olmayan zaman gerekçesi yerinde görülmemiş, taşınmazın hali hazır kadastral durumuna göre üzerindeki paydaşlığın giderilmesi gerektiğinden kararın bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.