 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/5199
K: 1990/5466
T: 11.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme süre yönünden davayı reddetmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile yapılan 1.10.1983 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin bitiminden evvel feshi ihbarda bulunarak 6.1.1989 tarihinde açtığı dava ile taşınmazın tahliyesini istemiştir.
Davalı taşınmazın musakkaf nitelikte bulunduğunu, bu nedenle aktin feshinin B.K. na değil, 6570 sayılı yasanın hükümlerine tabi olması gerektiğini ve önceden gönderilen ihtarın da usulüne uygun yapıldığını, asıl tebligatın usulsüzlüğünün tesbiti için dava açıldığını savunarak reddini istemiştir.
Kira akitleri ücret karşılığı kullandırma akitlerinden olup aktin ve taşınmazın niteliği kullandırmaya terkedildiği tarihteki durumuna göre tesbit edilmesi icap eder ve uyuşmazlıklarda hangi kanunun uygulanacağı da buna göre tayin edilir. Kanunların kapsamı yine her kanun kendi içinde özel hükümlerle belirlenir.
Taraf iradeleri ile kanun kapsamı değiştirilemez. Dava konusu taşınmazlar sözleşmede arsa olarak nitelenip bu nitelik üzerinden kiralandığına göre taraflar arasındaki uyuşmazlıkta B.K. hükümlerinin uygulanması gerekir. Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme 1.10.1988 başlangıç tarihli ve 5 yıl sürelidir. Akdin bitiminden önce yenilenmeyeceği iradesi davalıya 8.9.1988 tarihinde ulaştırılmıştır. Bu hale ve B.K. 263. maddesine göre aktin süresiz hale dönüştürüldüğü söylenemez. Bu durumda davacı sürdürülmesini istemediği ve bunu önceden bildirildiği sözleşmenin sona erdiği 1.10.1988 tarihine kadar her zaman fesih isteyebilir. Önceden feshi ihbar edilmesi aktin süresiz olmasını engeller.
Aktin hitamından sonra bir ay içerisinde dava açma zorunluğu önceden feshin bildirilmemiş olması haline münhasır olup bu durum İ.İ.K.nun 272. maddesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemenin süre bitmesini müteakip bir ay içerisinde dava açılmadığı esasına dayanan gerekçesi ve bu nedenle davanın reddi yasaya ve uygulamalara aykırı görüldüğünden tahliye kararı verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA(...) 11.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.