 |
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1990/4634
K: 1990/4921
T: 02.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, yazılı tahliye taahhüdü nedeni ile tahliye davası olup mahkeme görev yönünden davanın reddine karar vermiş; karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı tahliye taahhüdüne dayanarak davalının kirası altında bulunan taşınmazın tahliyesini istemiştir. Ancak daha önce aynı taahhüde istinaden icra takibi açmış, bu takip itirazla karşılanınca tetkik merciinden itirazın refini istemeyerek mahkemeden tahliye istemiştir. Tahliye taahhüdüne istinaden İ.İ.K. 272. maddesine göre boşaltılma, tahliye taahhüt tarihinden itibaren 1 ay içerisinde icra takibi açılmak sureti ile tetkik merciinden istenebileceği gibi aynı süre içerisinde doğrudan doğruya mahkemeden de istenebilir; hatta 4.12.1957 gün ve 11/26 sayılı içtihadı birleştirme kararına göre tahliye taahhütnamesi İ.İ.K. nun 275/2. maddesine göre noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye istinat etmedikçe itiraz halinde tetkik merciinden tahliye istenemez. İtiraza uğrayan böyle bir taahhüt karşısında tahliyenin mahkemeden istenmesi gerekir. Mahkemeye müracaat hakkı mutlak olup taahhüt belgesi 275(2. fıkrasındaki nitelikleri haiz olsa bile davacının mahkemeye müracaatını önleyen bir hüküm yoktur. Gerçi İ.İ.K. nun 269/d maddesinde kıyas yolu ile uygulanacak hükümler arasında 67. maddesi sayılmamış ise de dava dilekçesinde itirazın iptalinden başka tahliye de istendiğine göre bu maddedeki şartların aranması gerekmez. Bu nedenle mahkemenin red gerekçesine itibar etmek mümkün olmamıştır. Kararın işin esası incelenmek üzere bozulması icabetmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 2.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.